
"Gece- pardon prenses isebella konuşabilir miyiz" Önce Henry'e ardından Uraz'a baktım. Henry sinir ve kıskançlık ile Uraz'a dik dik bakıyordu. "Tabi konuşalım" Uraz Henry'e bakarak "Özel" "Özel? Pardon prenses isebella ile nasıl bir özel konuşmanız olabilir ki" Eli pantolonunun kenarında asılı olan kılıcına doğru ilerlediği gibi Uraz'ın kolundan tutum. "Biz birazdan geliriz" Henry'nin gözleri Uraz'ın kolunu tuttuğum elime bakarak kaşlarını çattı. "Peki" Henry hızla yanımızdan ayrılması Uraz'ın kafama çarpması bir olmuştu. "Hey!" Vurduğu yeri okşayarak dil çıkardım. "O dilini kopartırım senin!" "Uraz!!" "Gece!!" Uraz tekrar kafama vurması ile hızla ayağım ile dizine tekme attım. "Kızım!!" İnleyerek yere oturunca yanına oturdum. "Özledim seni!" Sıkıca sarıldım. Aynı şekilde oda bana sarılınca içimden umarım kimse bizi görmez dedim. "Gece çok korktum seni bulabildim ama ömür yok" "Nasıl geri gideceğiz" "Bilmiyorum...da bu adamla ne iş!?" Şaşırıp geri çekildim. "Henry mi?" "Evet o ne işin var onunla" "Bu uzun hikaye" "o hikâyeyi bilmek isterim"All Rights Reserved