Bu kadar soğuk muydu görüş odaları? Bu kadar acı veriyor muydu?
Demir kapı açıldığında bakışlarımı kapıya yöneldi, karşımdaki sandalye çekildiğinde gelen kişiye baktım. "Güzelim." Dedi Fatih. Yüzüne baktım. "Seni çok özledim."
Nefesi yakındı, kokusunu hissediyordum ama dokunamıyordum, imkansıza sürüklemişti aşkımızı. "Az kaldı." Tebessüm etti. "Çok az kaldı, buradan çıkınca yarım kalan hikayemiz tamamlanacak. Sen ve ben." Yutkundum. Parmağımdaki yüzüğe baktım.
sevgimizi, aşkımızı, hayallerimizi süsleyen o yüzüğe.
"Neden konuşmuyorsun?" Diye sordu Fatih. Simsiyah gözlerine baktım, boynunda adım yazıyordu. "İlsu?" Göbek adımı kullanmıyordu, gerçek adım onun daha hoşuna gidiyordu. "Bir sorun mu var güzelim?"
"Ben yapamıyorum." Dedim. Gözyaşım süzülmeye başladı. "Seni beklemek istemiyorum." Gözyaşımı silip omuzlarımı dikleştirdim. "Bir mahkumu kim bekler ki? Konuştum avukatlarla 6 yıl hapis yiyebilirmişsin, bekleyemem."
"Lan ne diyorsun sen!" Diye bağırdı. Gözlerine baktım öfkesi o'nu ele geçirmişti. "Lan 6 aydır beraberiz, 1 haftadır buradayım ve sen beni bekleyemem diyorsun! Bu mantıklı değil! O kadar söz, o kadar yemin o kadar mutluluk vaadi yalan mı? Bana bak! Bak bana İlsu!"
Yutkundum. Sırtımı geriye verdiğimde parmağımdaki Papatya yüzüğe baktım.
"İlsu!" Dedi yine. Yüzüğü parmağımdan çıkardım. "Verdiğin sözlerden vaz mı geçiyorsun? Beni terk mi ediyorsun?"
"Ben seni değil," Tebessüm ettim. "Bizi terk ediyorum."
Babası tarafından mafyaya satılan genç ve güzeller güzeli bir kız. Kızı satın alan yeraltının en güçlü mafyalarından biri bu genç ve güzel kıza aşık olur ama kız ondan nefret eder