Beni Hatırla (+21)
  • Reads 528
  • Votes 27
  • Parts 3
  • Reads 528
  • Votes 27
  • Parts 3
Ongoing, First published Jan 06
Bu kadar soğuk muydu görüş odaları? Bu kadar acı veriyor muydu?

Demir kapı açıldığında bakışlarımı kapıya yöneldi, karşımdaki sandalye çekildiğinde gelen kişiye baktım. "Güzelim." Dedi Fatih. Yüzüne baktım. "Seni çok özledim."

Nefesi yakındı, kokusunu hissediyordum ama dokunamıyordum, imkansıza sürüklemişti aşkımızı. "Az kaldı." Tebessüm etti. "Çok az kaldı, buradan çıkınca yarım kalan hikayemiz tamamlanacak. Sen ve ben." Yutkundum. Parmağımdaki yüzüğe baktım.

sevgimizi, aşkımızı, hayallerimizi süsleyen o yüzüğe.

"Neden konuşmuyorsun?" Diye sordu Fatih. Simsiyah gözlerine baktım, boynunda adım yazıyordu. "İlsu?" Göbek adımı kullanmıyordu, gerçek adım onun daha hoşuna gidiyordu. "Bir sorun mu var güzelim?"

"Ben yapamıyorum." Dedim. Gözyaşım süzülmeye başladı. "Seni beklemek istemiyorum." Gözyaşımı silip omuzlarımı dikleştirdim. "Bir mahkumu kim bekler ki? Konuştum avukatlarla 6 yıl hapis yiyebilirmişsin, bekleyemem."

"Lan ne diyorsun sen!" Diye bağırdı. Gözlerine baktım öfkesi o'nu ele geçirmişti. "Lan 6 aydır beraberiz, 1 haftadır buradayım ve sen beni bekleyemem diyorsun! Bu mantıklı değil! O kadar söz, o kadar yemin o kadar mutluluk vaadi yalan mı? Bana bak! Bak bana İlsu!"

Yutkundum. Sırtımı geriye verdiğimde parmağımdaki Papatya yüzüğe baktım.

"İlsu!" Dedi yine. Yüzüğü parmağımdan çıkardım. "Verdiğin sözlerden vaz mı geçiyorsun? Beni terk mi ediyorsun?"

"Ben seni değil," Tebessüm ettim. "Bizi terk ediyorum."
All Rights Reserved
Sign up to add Beni Hatırla (+21) to your library and receive updates
or
#216savaş
Content Guidelines
You may also like
Ateş lalesi & sevilmeyenler matemi . by aysenazcagtas
11 parts Ongoing
Ardından alayla devam ettim:" Tabii sizin gibiler nereden bilecek sevmeyi. Sen ne sevilmeyi ne de sevmeyi hak ediyorsun!" Hakan'da oturduğu yerden kalktı ve aramızdaki iki adımlık olan mesafeyi'de kapatarak, bana doğru yaklaştı. Şimdi ona, hafiften kafamı kaldırarak, ateş gibi yanan siyahlarına, öfkeyle genişleyen burun deliklerine ve kasılan yüzüne bakıyordum. Tenime değen sıcak, sinirli nefesini hissediyordum. " Demek benim gibiler sevilmek nedir bilmiyor? Ne sevilmeyi ne de sevmeyi hak etmiyorum öylemi? Seni hangi benim gibiler sevmedi, değer vermedi, kullandı da böylesine agresifsin. Merak ettim doğrusu. Senden kurtulmuştur gerçi. Senin gibi böyle her şeye ön yargılı yaklaşan birisine kim değer versin, kim sev- Hakan cümlesini bitiremeden odanın içinde yankılanan bir tokat sesi; her şeyi, herkesin dilini lal etmişti. Evet o tokatın sahibi bendim. Sınırlarımı aşmıştı. Hakan; yavaş yavaş bana doğru döndü, yüzünde ileriye gittiğinin farkında ama geri adım atmayacağını belli eden öfkeli bir ifade vardı. " Sakın. Bak sakın o cümleyi tamamlama. Sınırlarımı aşma benim. " dedim içimde hissettiğim öfkeyle bağırarak. Hakan'ın yüzüne biraz daha yaklaştım, burunlarımız birbirine değiyordu, sıcaklığını her bir yanımda hissedebileceğim kadar yakındım artık ona. Kısık ama tehlikeli bir şekilde devam ettim, ardından. " Beni karşına almayacaktın. Senin yaranı ezerek küle çevirir, burayı yakarım. " Hakan bana doğru bir adım attı. Artık mesafe yok denecek kadar azdı. Kokusunu tam olarak alabileceğim ama sinirden bunu düşünemeyeceğim bir andaydım. Kulağıma doğru eğildi ve sinirle fısıldadı; " Ezdiğin kadar ezer, yaktığın kadar yakarım Ateş lalesi !"
You may also like
Slide 1 of 10
YANSIMA  cover
Mafyanın Tutsağı cover
EFSUN | Büyülü Ve Âsi Bir Sonbahar Rüzgarı  cover
ASYA cover
Çikolata?/Texting  cover
Aşk Yağmuru / Texting ✓ cover
GÖRÜCÜ MÜ ? cover
SENİ YAKIŞIKLI (+18) *Texting* cover
ABİLERİM cover
Ateş lalesi & sevilmeyenler matemi . cover

YANSIMA

8 parts Ongoing

"Biz birbirimizin yansımasıydık sadece seçtiğimiz yollar farklıydı ve ben onun seçtiği yolu canı acımasın diye dikenlerden temizlemiştim." Andaç Seyhanlı doğduğu günden beri bir hata olarak görülmüştü. Babası erkek olmadığını öğrendiği gün ondan nefret etmeye başlamıştı. Acıyla büyümüştü, acı nefrete dönüştüğünde kendini onun yanında bulmuştu. Çıkış yolunun anahtarını bulmuştu. Devrim Bıçakçı... geçmişinde kanla yanına geldiğinde onu iyileştirmek için aylarını vermişti. Acıdan kaçtığını düşündü ama canı daha fazla acıdı. Devrim Bıçakçı hataların adamıydı. Bunu kendisi anladığında bazı şeyler geri gelmemek üzere gitmişti. Onun göğsüne parçalayan kadına aşık olmaya devam etti, fark etmedi yaralarını sarmaya çalışan kadını. Gözleri kör olmuştu, kalbi onu seçse bile o görmedi... Takıntıyı aşk ile karıştırdı... Yıllardır yer altında devam eden masaya o gün birlikte oturdular altı kişilik masayı yedi kişi yaptılar. Devrim masada tekrar üstünlük sağladığında sandı ki herşey onun istediği gibi olacak, olmadı. Andaç'ın sakladıkları gün yüzüne çıkmaya başladığında masa sallandı ve herkes o an Andaç'ın masanın temeli olduğunu fark etti. Acı nefrete dönüştü, nefret intikama...