Karadeniz'in hırçın rüzgarları, hem sırları saklar hem de onları açığa çıkarır...
Kılıç Alp Altuğ, geçmişin izlerinden kurtulmak için döndüğü topraklarda, sadece çocukluğunun hatıralarıyla değil, köklerinden yükselen karanlık bir gerçeklikle yüzleşir. Onun bilmediği, her sır gibi, bu sırrın da bir bedeli vardır.
Ahu Yazgı Aral, yıllardır unutulmuş bir dağ köyünde sessizce yaşar, kendi gölgeleriyle savaşır. Herkes onu güçlü ve sakin bir öğretmen olarak görür, ama kalbindeki derin yara, Karadeniz'in dalgaları kadar serttir.
Bir fırtına akşamında, kader bu iki yabancıyı karşı karşıya getirir. Ancak bu karşılaşma, onları yalnızca geçmişleriyle değil, birbirleriyle de sınayacaktır. Karadeniz'in sisleri arasında gizlenen sırlar, her adımda yeni bir bilmecenin kapısını aralar.
Bir kan davası mı? Yoksa nesiller boyu saklanmış bir günah mı? Kılıç Alp ve Ahu, kendi geçmişlerinden gelen gölgelerle yüzleşirken, tehlike onlara daha da yaklaşır. Sislerin ardında cevaplar kadar tehlikeler de gizlidir ve her şey, tek bir seçimle alt üst olabilir.
"Sis Çökerken": Doğanın sertliği kadar güçlü, insanların sırları kadar gizemli bir hikaye. Aşk, intikam ve sırlarla örülü bu destansı yolculukta, hiçbir şey göründüğü gibi değil... ve sis dağıldığında, her şey değişmiş olacak.
Yüreğim yangın yeri..
Hatırladıkça haddini aşıyor sancılar..
Bir ihanetzedeyim ben..
Anlatıyorum, dinliyor musun?
---
İlk birkaç şiir fazla arabesk gelebilir ama ilerledikçe açılıyor :))
Şiir bölümleri serilere ve alfabetik sıraya göre düzenlendi.
Şiirler (Alfabetik olarak)
Karalamalar serisi (şiir)
İmza serisi (söz)
Bu kitapta bulunan tüm şiirler tarafımdan yazılmış olup telif hakları şahsımda saklıdır.
İzinsiz kullanımda yasal işlem uygulanacaktır.
Emirhan Aktaş - 2020