Bir kaybın acısı ve yeniden doğuşun mücadelesi...
Bir insanı kaybetmek, sadece bir ruhun değil, aynı zamanda bir hayatın da kaybolması demektir. Sevgili, bir hayatın yarım kalmışlığı ve kaybolmuş anıların içinde, insanın ne kadar güçlü olabileceğini ve ne kadar kırılgan olduğunu keşfederiz.
"İyileşmek" sözcüğü, bazen sadece bir kelimeden fazlası değildir. Bazı yaralar, zamana yenik düşerken, bazı acılar kaybolmaz, yavaşça her gün bir parça daha büyür. Bu hikaye, kaybolan bir sevdanın, sevgilinin ve kaybın ardında kalan o acı veren yolculuğun tanıklığıdır.
Bir doktorun her sorusu, her tedavi önerisi, o kaybolmuş sevdanın yerini alabilir mi? Yalnızca bir insan, bir hayat, bir dokunuş... Belki de iyileşmek için en çok gereken, o eksik olan şeydir: Gerçek sevgi.
💌🫀🌸
Neva Alina Rosenfeld, dünyanın önde gelen psikiyatristlerden biridir. Birçok kayıp ve travmayı iyileştiren Neva, içsel yaraları sarmak ve ruhları onarmak için hayatını adamıştır. Ancak, hayatına giren her yeni hasta, ona daha önce hiç karşılaşmadığı bir sınavı sunar.
Aral Sarp Şanoğlu, Neva'nın tedavi etmeye çalışacağı hasta. Zengin, başarılı ve her şeyin elinin altında olduğu düşünülen bir adam, aslında kaybolan bir sevgilinin ve bir kalbin ardında bıraktığı enkazla boğuşmaktadır. Neva'nın soruları, Aral'ın içindeki o kayıp boşluğu doldurabilecek midir? Onunla yaptıkları her görüşme, Neva'yı da aradığı iyileşmeye yaklaştırabilir mi?
Bir doktor, kaybın acısını nasıl iyileştirebilir? Bir insan, içindeki boşluğu ne kadar doldurabilir? Neva ve Aral'ın hikayesi, kaybolan bir sevdanın ardından, yeniden doğuşun ve iyileşmenin hikayesidir.
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."