Hayatı boyunca dışlanmış, kalp hastalığı ve fiziksel engeli nedeniyle kendi kabuğuna çekilmiş genç bir kız Eylül sancak.
Soğukkanlı ve acımasız bir mafya lideri olan Akdemir Sancak tarafından büyütülmüş, öfkesini ve karanlığını bir zırh gibi kuşanmış. Hayatı boyunca ne aşka inanmış ne de birine bağlanmış olan genç bir adam Kuzgun Kurtoğlu.
Ancak Akdemir'in ona verdiği görev, tüm dengesini alt üst edecektir. "Eylül'ü koru. Onun bu hayatta kalması senin ellerinde."
Bu hikaye, fiziksel yaraların yanı sıra ruhsal yaraların da insanı nasıl şekillendirdiğini gözler önüne seriyor. Eylül ve Kuzgun, birbirlerinden tamamen farklı dünyaların insanlarıdır. Ancak bir haziran akşamı yolları kesiştiğinde, geçmişin hayaletleri, kalplerindeki boşluklar ve hayatın acımasız gerçekleriyle yüzleşmek zorunda kalırlar.
İhanet, intikam, aşk ve çaresizlik dolu bu hikayede, yaralı iki ruh birbirine merhem mi olacak, yoksa daha derin yaralar mı açacak?
Hayat, en karanlık gecede bile bir umut ışığı barındırır mı? Yoksa bu sadece bir masaldan ibaret midir?
Hikaye bana aittir. Herhangi bir (ç)alma durumunda gerekli işlemler yapılır. Hepsi denetleniyor bilginize.
"Abi olmaz anlamıyor musun?"
"Mila benim milam benim ömrümün başlangıcı sen abi dediğin için o gözle bana baktığın için öyle dersin ama güzelim ailen sırf seni kan yerine vermemek için bu yolu buldu ."
Kız biliyordu o eyer Asrın abisi ile evlenmez ise onu kan yerine karşı aşiret ' in 40 yaşındaki oğullarına vereceklerdi .
Asrın abisi bütün herkese karşı çıkıp onun kendinin olduğunu ve herkezden gizli imam nikahları' nın olduğunu söylemişti , onu bir taraftan kurtarmış bitaraftan kendine mahkum etmişti .
Adam elleri ile kızın yüzünü kendine yaklaştırıp
kafasını boyun girintisine doğru yaklaştırdı derin nefes aldı sonra ise kulağının dibindeki dudaklarını oynattı.
"Milam bundan sonra bana abi deme ben kendimi bildim bileli yanmışım en azından bundan böyle küllerime acı."
Adam kızın alnından öptü ve sessizce arkasını dönüp gitti.
(+18)
(Küfür içerir.)