Ethra Charlotte Christie, yıllardır büyük şehirde yaşamanın verdiği sıkıntı ve tüm o kalabalığın, gürültünün ve kaosun vermiş olduğu yorgunlukla büyük şehirdeki o koşuşturma hayatı geride bırakıp amcası Alexander'ın eskiden yaşadığı ve yıllar geçmesine rağmen hafızasının minik bir yerinde silik bir fotoğraf gibi kalan Bendis Kasabası'na taşınmaya karar verir. Kırklarına merdiven dayamış doktorun tek istediği araba gürültülerinden uzakta, kuş cıvıltılarının altında, ağaçların arasında yaşamaktır. Kendine uygun bir fiyatta ev ve kasabanın küçük hastanesinde uygun fiyatlı bir iş bulunca tüm eşyalarını toplayıp yeni, bembeyaz bir sayfa açmak için huzur dolu bu kasabaya yerleşir. Ama hastanede çalışmaya başladığı zaman bazı hastaların vücutlarında ilginç izler bulan doktor, işlerin sadece bu izlerle bitmediğini çok geçmeden anlayacak ve kendini büyük bir kaosun içinde bulacak.