𝓩𝓾̈𝓶𝓻𝓾̈𝓭-𝓾̈-𝓢𝓪𝓯𝓲𝓻
  • Reads 27
  • Votes 13
  • Parts 4
  • Reads 27
  • Votes 13
  • Parts 4
Ongoing, First published Jan 18
Altın yaldızlarla süslenmiş devasa sarayın geniş merdivenlerinden yankılanan adımlar, bir krallığın görkemini değil, yıkılmaz gibi görünen duvarların ardındaki çatışmaları anlatıyordu. Bu çatışmalar sadece taht uğruna değil, aynı zamanda bir babanın sevgisi, bir annenin hayaleti ve kaçmaya çalışan bir kalp içindi.  

**Alexander Arman Demirdağ**: Mükemmel çene hattı, koyu kahverengi saçları ve deniz kadar derin mavi gözleriyle, onun adını bilmeyen bir kişi bile sarayda adımlarını gördüğünde kim olduğunu anlardı. Çocukluğunu savaş eğitimi ve tahta layık bir lider olma baskısıyla geçirmişti. Annesinin genç yaşta ölümü, onu daha da sert biri haline getirmişti. Tek bir kişiye güvenirdi: Onu büyüten, annesi gibi sevgisini esirgemeyen bakıcısı, Greta. Kaslı yapısı ve kararlı duruşu, hem hayranlık uyandırıyor hem de ürpertiyordu.  

**Alara Alice Karayel**: Çiçeklerden yapılmış bir kraliçe. Uzun, ipek gibi düz altın sarısı saçları omuzlarından dökülürken, zümrüt yeşili gözleri kalpleri delip geçen bir bakış taşıyordu. Ancak dış görünüşü kadar mükemmel olmayan bir hayatı vardı. Ailesi, ona yalnızca bir strateji parçası olarak bakıyordu. Sevgi arayışı içinde geçirdiği çocukluk, onu mükemmel bir maskeyi takmaya zorlamıştı. İçindeki fırtınayı kimse göremezdi.
All Rights Reserved
Sign up to add 𝓩𝓾̈𝓶𝓻𝓾̈𝓭-𝓾̈-𝓢𝓪𝓯𝓲𝓻 to your library and receive updates
or
#30aksion
Content Guidelines
You may also like
KIYI GÜNEŞİ  by DuruMavii
2 parts Ongoing
Elisa, on sekizine girdiği gün açlıktan, savaştan ve sağanak gibi yağan bombalardan daha fena bir şey olduğunu öğrendi; Döneceğine söz verip dönmeyen bir adam. "Uyuduğum zaman açlığımı unutabiliyorum. O anlarda bombardımanın sesini bile duymuyorum. Sonra güneş doğarken, çıplak ayaklarımla sana koşuyorum ve Beyaz İnciyi kıyıya yanaştıracağın anı gözlüyorum. Buradayım, Vetnika Kıyısıyla birlikte utangaç kollarımı açmış seni bekliyorum." Beyaz İncinin yakışıklı kaptanı Antoni Denis Porowski'nin gemisi bir daha Vetnika Kıyısına yaklaşmadı. Oysa Elisa, titreyen bakışlarıyla Antoni'nin acı yeşil bakışlarından bunun sözünü almıştı. Elisa umutsuz bir gündoğumunda, iskelede oturmuş ayaklarını suda yüzdürürken, bir geminin yaklaşmakta olduğunu gördü. Heyecanla ayağa kalktı. Kalbi boğazında atıyordu ki arsız bir kurşun omzuna saplanıp kaldı. Bir kurşun bacaklarının arasından geçti, bir diğeri sol kulağının yanından. Anladı ki kurşunlar ve bombalar bu kez işgal için gelmişti kıyılarına. Olduğu yere yığılıp kalırken, gözlerini açtığında baş edeceği şey artık yalnızca açlık ve savaş değildi. Tüm ailesini yitirmenin acıyla esir edilen cılız bedenine, beklemekten yorgun düşmüş kalbi de eşlik etti. "Dönmeyişine kızmayacağım. Eğer bir gün dönersen, beni bulamayacak olmana kederleneceğim. Boynumdaki asker kolyene dokunup hayatta kalacağım ve bekleyeceğim Antoni. Kaderin, bizi bu hengamenin ortasında yeniden bir araya getirmesini bekleyeceğim."
DİVANE ✔️ by selmakeskin_
58 parts Complete
"Küçük bir kız çocuğu gibisin." Soğuğun içime ilmek ilmek işlemesi gecenin ayazından değildi, onun buz gibi sözlerinden ürpermiştim. Gök yüzünde bizi seyreden yıldızlardan ziyade kendi ışığının aydınlattığı, o zehir karası delici gözlerine yerleşen alaylı parıltı ve söylediği son şeyle çileden çıkmıştım artık. İçimde lavlarını köpürterek sabrımın son demlerinde dolanan volkan patlamaya hazırdı, bu işin başka çaresi yoktu ve inceldiği yerden kopacaktı. Ben onun sayesinde çoktan büyümüştüm fakat o her seferinde inadına yapar gibi çocuk olduğumu savunuyordu. Beni bakışları, tavırları, hareketleri ve kelimeleriyle resmen eziyordu. Kalbimi eziyordu. "Çocuk falan değilim ben!" Diye bağırdım sonunda içimdeki ateşten okyanus çaresizce çırpınan benliğimi cayır cayır yakmaya başlarken. Aynı anda hem üşüyor hemde alev alev yanıyordum. Kendi içimde birçok imkansızı barındırıyordum. Sertçe yutkundum... Sesimi iyice yükselttiğimde tek bir mimiğimi bile kaçırmak istemiyormuş gibi dikkatle beni izlemeye başladı, artık gerçekten dayanamıyordum. "Çocuk değilim anladın mı? Değilim! Sana abi demek zoruma gitmeye başladığında büyüdüm ben!" Diye adeta haykırdım. "Duygularımı gizlemeyi öğrendiğimde büyüdüm! Susmayı öğrendiğimde, sessizce ağlamayı öğrendiğimde büyüdüm! Gözümün önünde başkasına dokunduğunda büyüdüm!" Ona ilk kez utanıp çekinmeden kurduğum bu uzun ve acımı haykıran cümleler tüm nefesimi tüketmişti fakat söyleyecek son bir sözüm daha kalbimin en ücra köşesinden saniyeler sonra çıkagelmişti. "Seni sevdiğim gün büyüdüm ben." Diye fısıldadı güçlükle soğuktan zangır zangır titreyen dudaklarım.
You may also like
Slide 1 of 10
Lafügüzaf  cover
SEVDA KONMUŞ DALLARIMA  cover
ANKA KUŞU cover
KIYI GÜNEŞİ  cover
BERDEL (+18) cover
KARGA cover
DİVANE ✔️ cover
Nefretin Gözlerinde Aşk cover
KUŞLARI ÖLDÜREN ADAM cover
EKSTREM cover

Lafügüzaf

17 parts Ongoing

Aşk suçtu. Senin olmayan birisi için beslediğin duygular bir cellat gibi dikilirdi karşına. Sonra kollarına iki asker girerdi, o askerler başını bir kütüğün üstüne bastırırken boynuna inecek baltayı büyük bir sabırla beklerdi insan beklerdi ki, cellat alacak onun kellesini. Ama o balta inmeden önce, dururdu zaman. Sabır kanatırdı insanın her bir zerresini, bir işkenceden farksız akardı saniyeler, bir sudan sessiz, bir dalgadan daha hırçın. Aşk cellatı, ve o balta aşkın ellerinden inerdi insanın boynuna. Sevda cehennemdi, seni sevemeyen birinin aşkı ateşdi. Kendi kalbini yakan, kendi kanını akıtan bir kılıçtı. İnsan nasıl saplardı kendi sırtına bıçağı? İnsan ancak aşık olsa ihanet ederdi kendisine. Aşk ihanetdi, aşk en büyük oyun ve insanın kendine yaptığı ihanetdi. O Yavuz Payidar'dı, kendine en büyük ihaneti yapmış sırtına bir bıçak saplamış, boynunu bir cellatın önüne uzatmıştı. O Payidar'dı, sevdalanmıştı. Ve sevda, onun ihanetiydi.