Story cover for YAKAMOZUN DÜŞLERİ SAKLI by bordoyahayran
YAKAMOZUN DÜŞLERİ SAKLI
  • WpView
    Reads 3,753
  • WpVote
    Votes 406
  • WpPart
    Parts 6
  • WpView
    Reads 3,753
  • WpVote
    Votes 406
  • WpPart
    Parts 6
Ongoing, First published Jan 22
Mature
"Senin bu güzelliğinle ben ne yapacağım?" diye mırıldanarak saçlarımı avuçladı. Ardından dudaklarını nazikçe dudaklarıma değdirdi. Öyle hafif bir öpücüktü ki sanki dudağımın üzerinde bir kelebek kanat çırpmıştı. "Hı?" dedi tekrar ve bir kez daha öptü, bu kez biraz daha uzun, biraz daha içten. "Ne yapacağım ben bu güzellikle, söyle." diyerek üçüncü kez dudaklarıma kapandı.

"Seni niye bu kadar çok seviyorum acaba hiç bilmiyorum." dedim kıkırdayarak. Sesim, söylediklerimden utanmışım gibi alçalmıştı. O ise buna karşı dudaklarını gülümseyerek araladı ve alnımı usulca öptü.

"Sana nasıl bu kadar çok âşığım hiç bilmiyorum." dedi ve o cümleyi söylerken sesinin titrediğini fark ettim. Sanki bu söz dilinden değil kalbinden düşmüştü. O an gözlerimi açtım ve kahverengi gözlerine baktım.

| yetişkin unsurlar bulunur |
All Rights Reserved
Sign up to add YAKAMOZUN DÜŞLERİ SAKLI to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
Aşka Sürgün [TAMAMLANDI] by dilanaladag
28 parts Complete Mature
Korkuyla bakışlarını yine o öfkeli bakışlara sahip adama döndürdüğünde bir an yumruların sırayla boğazına dizildiğini hissetti. Ona öyle bir bakıyordu ki sebebini öğrenmek için can atıyordu bir yanı, diğer yanı ise ondan olabildiğince kaçması için çığlık atıyordu. Arabanın kapısını öyle sert attı ki, kapandığı an çıkarttığı sesten ötürü yerinden sıçradı Efsun. Üstüne üstüne yürümeye başladığı an tüm bedenine korkunun salındığını hissetmişti. Ne istiyordu ondan? Korkuyla önce birkaç adım geri atmış ve ardından adamın gerçekten ona doğru geldiğini idrak etmişti. Nefesi bir anda hızlanırken önce ne yapacağını şaşırmıştı. Telaşla başını bir sağa bir sola çevirmiş ve hemen sonrasındaysa elindeki kitaplarıyla çantasını bir köşeye fırlatmıştı. Kitaplar gürültüyle havada dalgalanıp kulağı tırmalayan sayfa seslerinin ardından yere düşerken Efsun var gücüyle o adamdan kaçmaya çalışıyordu. Bunu neden yaptığını bilmiyordu. Ama deli gibi korkuyordu ona zarar vermesinden, incitmesinden. Bu yüzden koşabileceği en hızlı şekilde koşuyordu damarlarında süzülen adrenalinde etkisiyle. Bacakları adeta yanarken var gücüyle koşmuş ve tam köşeyi dönmeye hazırlanırken tüm çabalarına rağmen yakalanmıştı. Daha köşeyi dönemeden onu belinden tutup havaya kaldıran adam saniyeler içerisinde o koca eliyle ağzını kapatmıştı. Çığlıkları dudaklarından dökülememiş ve içinde feryat etmişti. Fakat kimsenin artık ona yardım edemeyeceğini anlamıştı. Adamın güçlü kolları arasında çırpınsa da pek bir işe yaramamıştı. İçinden Allah'a yalvarmak kalmıştı yalnızca, ölmek için... Gözyaşları şiddetle gözlerinden akıp yanaklarını ıslatırken artık geri dönülemez bir yola girdiğini biliyordu. Onu kimse kurtarmayacaktı... ™©Tüm hakları tarafımca saklıdır. Hiçbir şekilde başka
Gönül Kıran (Abimin Arkadaşı) by mithraae
10 parts Ongoing Mature
Mahalle Hikayesi "Senin adın Gönül kıran." Yutkundum. Gönül Kıran... Dedim içimden. Beni anlatıyordu. Ömer abinin gönlünü öyle bir kırmıştım ki bu isimden başkası yakışmazdı bana. Cevap vermedim. Cevap da beklemiyordu aslında. "Gönül kıran." dedi ağır ağır bir kere daha. Bir yaş daha düştü omzuma. "Tüm kırıklarıma rağmen en güzel gönül yaram." Dudaklarını usulca ama izinsizce omuzumun yanına bastırdığında dudaklarımdan ufak bir soluk kaçtı. Tüm bedenim karıncalandı. "Ömer Abi." Sesim sekteye uğradı. Dudaklarını geri çekmeden öylece durdu. Sonrada hafifçe geri çekildi. "Beni sev İnci." Emir kipi gibi duruyordu ama yaptığı emir vermek değildi. Yaptığı yalvarmaktı. Bir sonraki adımı da bu oldu. "Ne olur beni sev." Sadece bedenim değil, tüm varlığım titredi. Her bir hücrem, soluğum, her zerrem... "Beni sevmezsen ne yapacağımı bilmiyorum." dedi. İtirafı büyüktü hem de çok büyüktü. "Bu aşkla nasıl yaşayacağımı, nefes alacağımı bilmiyorum." Dudaklarından dökülen nefes az önce öptüğü yere çarpıyordu. "Nasıl bu kadar aşık oldum onu da bilmiyorum ama nefes aldırmayacak kadar çok seviyorum." Dudakları bir kere daha değdi aynı noktaya. "O yüzden..." Hıçkırdı. Ömer Abi hıçkırdı ben yutkundum. İçimden bir şeyler koptu ama yine de dudaklarımdan kelimeler dökülmedi. Ben sustum o yalvardı. "Al bu kırdığın gönlüm senindir. Dersen ki bana kırmak yetmez paramparça et." Gözünden bir damla daha yaş aktı. Ömer'in gözünden benim için üç damla yaş aktı bugün. "Yeterki," Kolları ayrıldı bedenimden, sıcaklığı kokusu... önüme geldi ve devam etti. Gözlerimin içine baka baka "sen yeterki beni sev." Dedi "Ne olur beni sev." Ve diz çöktü. Gözlerimin içine baka baka onu sevmem için yalvarıp diz çöktü. Verdiği sözü tuttu. Mahallenin en ağır adamı, ağır abi dedikleri adam bir an bile düşünmeden diz çöktü.
Karanlığın Tutsağı +18 by lyrdaas
51 parts Ongoing
"Benden kaçabilirsin sanıyorsun, ama adımların nereye giderse gitsin, gölgen yine bana ait. Adını bile fısıldamadan yaşayamam; sen, kendini unutsan bile bende kalacaksın." Alpay Aras Demirkıran "Onun karanlığında boğulmakla, onsuz yaşayamamak arasında kaldım... ve galiba ikincisi daha korkutucu." Simay Altan Gazeteci olan Simay, kimsenin cesaret edip eline alamadığı dosya üzerinde çalışmaya başlar. Bu dosya, kimsenin dokunmaya cesaret edemediği mafya patronu Alpay Aras Demirkıran'ın dosyasıdır. Bunun hayatındaki en büyük haber olacağını sanıyordu. Oysa bu, hayatını geri dönüşsüz bir şekilde çalacak adamla tanışmasının başlangıcıydı. Sigara dumanı, yağmur kokusu ve tehlikenin çekici yüzü... Simay, her adımda daha çok karanlığa çekiliyordu. Ve bazen, en büyük hata; gerçeği ararken, onu koruyacak olanın aynı zamanda seni mahvedecek kişi olmasıydı. -Kesit- "Sana olan bu his," diye başladı, parmakları kucağındaki tenimi okşarken. "Bu, sadece bir aşk değil. Bu, benim varoluşumun tek nedeni. Sen, benim son sığınağım, ilk ve tek zaafımsın." Aras... Bu adam... O, bir mafyaydı. Kanlı elleri, karanlık sırları ve tüm dünyayı yönetme gücü vardı. Ama bana baktığında, o kehribar gözlerde gördüğüm şey... o, dünyanın en büyük zayıflığıydı. Ve o zayıflık, bendim. ​Bana "zaafım" demesi... Bu, bir milyon dolarlık mücevherden daha değerliydi. Onun laneti bendim... Eğer ben onun ilk ve tek zaafıysam, oda benim son ve tek sığınağımdı Ve biliyordum ki, bir gün o zaafı için dünyayı yakarsa, ben o alevlerin içinde gülümseyerek yanacaktım. Not:Bu kitapta bol bol smut içerik olacak yani +18 sahneler, argo kelime küfür vb. şeyler ön planda. Rahatsız olanlar okumasın lütfen.
Gözyaşı Kadehleri by dusklavande
40 parts Ongoing Mature
*Yetişkin içerik barındırır. *Nefretten aşka/anlaşmalı evlilik kurgusu --- "Kimi öptüğünün farkında bile değilsin," dedim üzerime tüm ağırlığıyla kapanan bedenini omuzlarından hafifçe iterek. Yüzlerimiz arasında bir nefeslik mesafeden fazlası yoktu. Aldığı her nefes benden doğuyor, aldığım her nefes ondan kopuyordu. Az önce dudaklarıma dokunan dudaklarını diliyle ıslattı ve ardından göğsü şişerek göğsüme yaslandı. Altında ezilmeye, o isteyerek üstümden kalkmadıkça son veremeyeceğimi biliyordum. Yatakla arasında kalan bedenimi kıvrandırıp yormak yerine onu ikna etmek için dudaklarımı araladım. "Sarhoşsun, farkında bile olmadan beni öptüğün için pişman olduğunu haykırdığın bir sabaha uyanmak istemiyorum." "Kim olduğunun farkında olmadığımı mı sanıyorsun?" diye sorarken sarhoşluğunun izlerini taşıyan sıcak nefesi yüzümü okşadı. "Karımı öptüğümün farkında olmadığımı mı sanıyorsun?" İrkilerek gözlerimi kırptım birkaç kez. Etrafta birilerinin olup olmadığını görmek için delice odaya bakındım. Kimse yoktu. Cevahir Avcıoğlu'nun beni 'karısı' olarak benliğine katmasına sebep olacağı oyunumuzun seyircilerinden hiçbiri burada değildi. Dudaklarını biraz önceki hafif baskıdan çok daha yoğun bir biçimde yeniden dudaklarıma bastırdığında zihnim binlerce soruya aynı anda yanıt aramaya başladı. Bizim dünyamızda her şey sahteydi. Her şey oyundu. Seyirciler gittiğinde perde kapanır, oyuncular birbirlerinin yanından hızla kaybolurdu. Ama şimdi ilk kez, hatta belki de son kez seyircisiz oynuyordu oyununu. Avcıoğlu'nun kurallarına kendisinden başka kimse karşı çıkamazdı. Bizim için yıkımı getirecek olan da, işte bu nedenle, bizzat kendisi olacaktı. --- '260224
You may also like
Slide 1 of 10
DİLDÂDE cover
Aşka Sürgün [TAMAMLANDI] cover
Gönül Kıran (Abimin Arkadaşı) cover
NİGÂH cover
Karanlığın Tutsağı +18 cover
Gözyaşı Kadehleri cover
SESSİZ KURT cover
ZİRVE ( K. 1 ) cover
EKE cover
Yirmi Dokuz cover

DİLDÂDE

28 parts Ongoing Mature

Dikiş tutmayan yaralarım vardı. Kabuk bile bağlamadılar. Ona kadar. Sırtıma saplanan hançerlerin sızısı göğsüme vurdu, haykırışlarım yeri göğü inletti. Bu bir lanetti. Parmak uçlarımda yanan şey; geçmişti. Göğsümde harlanıp alev alan şey ise; gelecekti. Ve ben; bana hiç kimse değil de kimsem olan bir adama kaderimi emanet ettim. Kurguda geçen kişi, kurum ve kuruluşlar tamamen hayal ürünüdür.