Çevresindekilerden lise yıllarının değerinin bilinmediğini, oysa insan ömrünün en güzel yıllarının lise yılları olduğunu sık sık duyan Sude, bursla okumaya başladığı İstanbul Koleji'nde bu yıllarını yeni sırdaşı olan günlüğüne anlatır. Günlüğünün artan satır sayıları anıları kendisine hapsederken bunun doğruluğunu sorgular; sabır taşının çatladığını hissettiği dönemlerde sabretmesi için kendisine gönderilen imtihanlar ve karşılığında bu imtihanlara hazırlanmasına yardım etmek için gönderilen Ulaş. İyi, güzel, ama? Ya Ulaş da başlı başına bir imtihansa? Sude'nin yaşamını saran ağır imtihanlara Ulaş'ın nasıl çözümler getirdiğini ve şefkatiyle onu nasıl sardığını öğrenecek, Sude'nin kalbindeki derin sevgiye tanık olacak, ikisinin yaşamına Sude'nin düşüncelerini tüm doğallığıyla öğrenerek dâhil olacaksınız. Ve bu kitap düşüncelerin bakış açısına bağlı olduğunu kanıtlayacak: Gökyüzü ve deniz asla kavuşamaz demeyeceksiniz, onların ufukta kavuştuğunu öğreneceksiniz.