Park Jimin'in hayatı her zaman mükemmel bir şekilde prova edilmiş bir performans olmuştur; onu bir bale dahisi olarak ulusal üne kavuşturan, mükemmelliğin amansız arayışıdır. Ancak zarafetin ve duruşun ardında, en önemli performansının gecesini paramparça eden kırılgan bir denge vardır. Seyircilerin gölgesinde, yıllar önce tek kelime etmeden kaybolan çocukluk aşkı Jeon Jeongguk durmaktadır.
Jeongguk artık Jimin'in hatırladığı o parlak gözlü çocuk değildir; daha karanlık, daha soğuk ve güç ile tehlike aurasıyla örtülüdür. Artık korkulan bir mafya babası olan Jeongguk'un dönüşü, Jimin'i sırlar, ihanet ve şiddet ağlarına sürükler.
Ama Jimin de aynı değildir. Zarif hareketlerinin ardında kalp kırıklığı, güvensizlik ve giderek artan bir meydan okumayla şekillenmiş bir adam yatıyordur. Hayatları iç içe geçtikçe, koruma ve manipülasyon arasındaki çizgi bulanıklaşır.
Suçlarımın neredeyse affedilemez göründüğü zamanlar olacak.
Günaha boyun eğiyorum
çünkü bu hayatı yaşanabilir kılmak zorundasın.
başlangıç tarihi: 26 ocak 2025
bitiş tarihi: ?
#blackswan 🥇 28/01/25
#ao3 🥇 29/01/25
"çeviri hakları tamamen bana aittir."
[Tamamlandı] Bana ilk gülümsediğinde 4 yaşındaydı. Benim gerçeklerle tanıştığım yaştaydı. Annemin ölüsünü gördüğüm yaştaydı. Kaşlarımı çatıp yüzümü ona yaklaştırdığımda bile yüzündeki gülümseme silinmemişti. Başımı eğip ciddi görünmeye çalışarak sordum.
-nasıl bana gülümsersin?
Ellerini arkada bileştirip yerinde sevimli bir şekilde sallanmaya başladığında gözleriyle kapıdan birinin gelip gelmediğini sürekli kontrol edip duruyordu. Küçük çelimsiz bedeni her an kaçmaya hazır bekliyordu. Bir adım bana yaklaşıp fısıldadığında onun kadar cesur birini gördüğüm için şaşkındım ama sürekli kapıyı kontrol eden gözleri yüzünden cesareti yalnızca bana gibiydi.
-Ben senin de kölenim ama sen baban gibi değilsin. Sen iyisin, değil mi?
Henüz küçük olduğu için kelimeler ağzından sevimli bir şekilde çıkıyordu ve onunla ilk konuşmamız buydu. Parmağımı dudaklarıma götürerek ona sessiz olmasını işaret ettim ve ince kolundan tutup masanın altına çekiştirdim. Masanın altına gizlendiğimizde aşağıdan hala kapıyı kontrol ediyordu. Kolunu bırakmak istemiyordum ama morluklarından dolayı canını acıtacağımı düşünerek elimi çektiğimde iri gözleri benimkileri bulmuştu. Öncekinden daha sessiz bir şekilde ona cevap verdim.
-Sakın kimseye bu dediğinden bahsetme.
Başını salladığında elimi korkakça saçlarına götürüp karıştırdım. Karşısındayken ben ondan daha korkaktım. O ise gözlerini kapatmış gülümsemeye devam ediyordu. Benim ailem tarafından sürekli işkence görürken nasıl bana karşı bu kadar rahat olabildiğini çözememiştim ama babamın onun kulübeden çıkmasına izin vermesinden beri uzaktan beni sürekli takip ettiğini farkediyordum. Serçe parmağımı ona uzattığımda merakla bakınca onun da minik serçe parmağını tutup benimkiyle birleştirdim.
-Bu günden sonra arkadaşız.