Hoseok, nehir kenarında oturmuş, gecenin sessizliğinde Yoongi'ye bakıyordu. Karşısında duran varlığın korkutucu olması gerekiyordu; Yoongi'nin siyah kanatları, kırmızı gözleri ve karanlık aurası, herhangi bir insanı dehşete düşürebilirdi. Ama Hoseok'un içinde bir huzur vardı. Yoongi'nin gözlerindeki hüznü görebiliyordu.
"Buraya neden geldin?" diye sordu Hoseok, gözlerini Yoongi'nin üzerinden ayırmadan.
Yoongi, bir an duraksadı. Bu sorunun cevabını kendisi de tam olarak bilmiyordu. Onu buraya çeken şey, Hoseok'un o melodisiydi... ve ruhunun ışığı. Ama bunu bir insana nasıl açıklayabilirdi?
"Melodin... beni çağırdı," dedi sonunda. Sesindeki ton, kendini ele veriyordu. Yüzyıllardır kimseyle bu kadar dürüst konuşmamıştı.
Hoseok başını hafifçe eğerek merakla sordu, "Bir iblis, bir insanın melodisinden etkilenir mi?"
"Normalde hayır," diye cevapladı Yoongi, gözlerini yere dikerek. "Ama senin sesin... başka bir şey. Sen başka bir şeysin
Eğlence amaçlı yazdığım bir Gerçek Ailem kurgusudur.
...
"Baysoy değilim." Dedi. Ardından
"Tekrar et!" Diye bağırdı her zaman ki gibi.
"Baysoy değilim." Dedim sakince, artık alışmıştım.
"Yeniden!" Diye bağırdı bu sefer.
"Ben Baysoy değilim!"
YENİDEN
𝕋𝕖𝕜𝕣𝕒𝕣 𝔼𝕥