"Bu o. Burada" Kurdunun konuşmasıyla kaşlarını çatan delta kimden bahsettiğini anlamamıştı. "Kim?" diye sordu bakışlarını çevrede gezdirirken. "Ruh eşimiz. Hissediyorum..." Aldığı cevapla delta alayla "Bunu en son yaklaşık yirmi yıl kadar önce Busan'da söylemiştin . Ama şimdi..." deyip sustu gözlerini karanlık ormanda gezdirirken. Garip hissediyordu kendini. Özlem, heyecan ve bu gibi başka duygular geziniyordu vücudunda. İstemeden de olsa kurduna hak veriyordu bir kısımda. "O zaman onu bulamamız senin hatandı!" Adeta kükreyen kurdunun bu sinirli haline yarım ağız sırıttı. Her zamankinin aksine şimdi daha çok sinirliydi. Kurdunun bu çıkışına karşılık vermedi Hyunjin. Bu mest edici kokununun kaynağını bulmak için atını karanlık ormanda ilerletmeye devam ettirdi. Kokuyu takip ederek geldiği gölde atından inip dizgininden tutarak ilerlemeye başladı. Gelmiş olduğu çalılıkları eliyle iterek aralarından geçti. Ama kesinlikle böyle güzel bir manzarayla karşılaşacağını düşünmüyordu delta... Bir kayanın üzerinde oturmuş ayaklarını sallayarak şarkı söyleyen çocuğu görmesiyle donup kalmıştı öylece. Kalbi girdiği savaşlarda bile hızlı atmazken çocuğu görmesiyle sanki maratona koşuyormuş gibi hızlı atıyordu. Göz renginin çoktan değiştiğine emindi. Adeta masallardaki perileri anımsatan sarı saçlı genç, ay ışığının yüzüne vurmasıyla resmen onu güzelliği ve tarifedilemez kokusuyla büyülemişti. Gözleri hala ondayken "Bulduk" dedi kısık çıkan sesiyle kurduyla aynı anda hala büyülenmiş bakışlarla genci izleyerek.All Rights Reserved