Küçük bir köy, suskun geleneklerin gölgesinde...
Ve o köyde, kendi yolunu bulmak için kalbini dinlemeye cesaret eden bir genç kadın: Elif.
Ailesinin uygun gördüğü damat adayı Cem ile nişanı yaklaşırken, Elif'in kalbi çoktan başka birine ait olmuştur - kurallara karşı gelen, özgür ruhlu Ali'ye. Ama bu aşk, sadece iki kalbin çatışması mı, yoksa iki dünyanın mı savaşıdır?
Zeynep, Elif'in en yakın arkadaşı... Peki ya bir arkadaş, en derin yarasına dönüşebilir mi? Zeynep, Elif'e ihanet etmeyi seçerse, dostluğun anlamı ne olacaktır?
Gelenekler, Elif'in hayatını nasıl şekillendirecek? Ailesinin baskıları altında, kendi kimliğini bulmak için hangi bedeli ödeyecek? Bir kadın, sevdiği adam için ne kadar ileri gidebilir?
Sadakat mi, ihanet mi? Gelenek mi, özgürlük mü? Korku mu, cesaret mi? Elif, sonunda hangi yolun doğru olduğunu bulacak mı? Ve sevdiklerinin beklentilerine karşı, kendi kalbinin peşinden gitmeye cesaret edebilecek mi?
Her seçim, bir bedel ister. Peki ya Elif, kendi hayatını seçerken hangi fırtınaları göğüsleyecek?
Ve en büyük devrim ne zaman başlar? "Ben kimim?" sorusuna cevap bulduğunda mı?
Hedefleri için gözünü karartmış olan Alin, bir yıl daha sınava çalışma kararı alır. Her şeyi bir kenara bırakmış, yalnızca derslerine odaklanmışken, kütüphanede tanıştığı bir adamla sınırlarını koruyacak mı yoksa yıkacak mıydı?
•
Arkamı döndüm ve apartmanın girişine doğru ilerledim. Kapıyı açmak için bir hamle yapacakken sesini duydum. "Alin!"
Omzumun üzerinde ona baktım. Dudaklarındaki o güzel kıvrılma görülmeye değerdi. "Sevgilim veya bir flörtüm olursa, bu yalnızca sen olursun."