En büyük korkundan kaçıp sadece bana sığınırken şimdi bana en büyük korkunmuşum gibi bakma... Dayanamıyorum buna... Kesit: Gözlerimi kısıp camdan duvarlı olan odaya baktım. Az önce orda bana inat yapılan şeylerin hepsi gözümün önündeydi. Beni dize getirmek için o cadının ona yaklaşmasına izin vermiş hatta daha sonra boynunda dudaklarını gezdirmesine de göz yummuştu. Çok ileri gitmişti... Yaslandığım masaya dönüp kırmızı rujumu alıp yeniledim. Daha sonra da makası elime aldım. Geri dönüp yeniden odaya baktım. Toplantı bittiği için her kes çıkmış sadece o kalmıştı. Dosyaları topluyordu. Başımı sağa eyip bir makasa bir ona baktım ve masadan çekildim. Bunu hiç yapmamalıydı... Aldığım makasla topuklu ayakkabılarımı sertçe yere vurarak toplantı odasına yöneldim. Kapıda duruduğumda geldiğimi görünce elindekileri yavaşça masaya bıraktı ve ellerini ceplerine koyarak bana baktı. Yüzünde o egolu gülümsemesi vardı. Yüzümü ifadesiz tutarak yanına adımlayıp tam önünde durdum. Elimi omuzlarına koyup epey bir yaklaştım. Tek kaşı havalandı. Boynuna yaklaşıp o cadının dudak izlerini silmek istercesine dudaklarımı bastırdım. Kasıldı. Bir kaç saniye öyle durup kokusunuda soludum. Ellerimle omzunu sıktım. Dudakıarımı boynundan çekip yanağına sürterek kulağına yaklaştım. "Sen... beni kıskandırmak için başka dudakların ve ya ellerin sana değmesine izin veremzsin!". Yutkundu. "Benim olana kimse dokunamaz" diyerek ondan bir az uzaklaşarak ellerimi göğsüne koydum ve o daha bir şey anlamadan gömleğin yakasını tutarak iki yana çektim. Düğmeler yere dağıldı. Gömleği omuzlarından indirerek çıkarmasını sağladım ve tek hamlede makasla parçalara ayırdım. Dışarıdan şaşkınlık nidaları geldi. Gözlerine baktım. Ne yapmağa çalıştığımı anladı mı bilmiyorum ama bana büyülenmiş gibi baktı...All Rights Reserved