"Bazen hatırlamamak, hatırlamaktan daha çok acıtır..."
Işıl, hayatının en karanlık anlarından birinde gözlerini açar. Hafızasında büyük bir boşluk, kalbinde ise sebebini bile bilmediği bir sızı vardır. Geçmişine dair hiçbir şey hatırlamıyordur. Kim olduğunu, ne yaşadığını, kime güvenip kimden kaçması gerektiğini... Her şey bir bilinmezliğin içinde kaybolmuştur.
Ancak kader, gerçeklerden kaçmasına izin vermez. Her adımda geçmişe dair yeni bir parça ortaya çıkar ve bu parçalar, onu saklanan büyük sırlarla yüzleşmeye zorlar. Hafızasını kaybetmek, sadece başlangıçtır...
Aşkın en karmaşık hali, dostlukların en çarpıcı yüzü, kaybolmuşluk hissinin en derin sancısı bu hikâyede sizi bekliyor. Işıl'ın zihnindeki sisler dağılırken, okur da onunla birlikte gerçeği arayacak.
Peki, her şey hatırlanmaya değer mi?
Yoksa bazı anılar, sonsuza dek karanlıkta mı kalmalı?
Geçmişle yüzleşmeye, yürek burkan sırları keşfetmeye ve aşkın en sarsıcı halini deneyimlemeye hazır olun.
"Hafıza, bazen kalpten daha çok yara taşır..."
(Kitabım hakkında bana geri bildirimlerde bulunursanız çok sevinirim. Şimdiden teşekkür ederim.🤗)
~Sunofsea~
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."