Kim en sevdiği kitabın içine dalıp kaybolmak istememiştir ki? Sevdiği karakterlerin dünyasında yaşamak hayal değil midir?
Ama ya bir yazar, sihirli bir madeni parayı çevirdikten sonra bir köprüden düşüp gözlerini kendi bitmemiş romanının içinde açarsa? İşte tam da başıma gelen buydu - ve bu, asla olmak istemediğim bir yerdi.
Şimdi, karmakarışık olay örgüsünü çözmeye, kahramanın kardeşinin katilini bulma yoluna geri döndürmeye ve ona mutlu sonunu sağlamaya çalışıyorum.
Bu sırada orkların, ogrelerin, insanların, elflerin ve karşılaştığım hemen hemen herkesin elinde can vermemek için uğraşmam gerekiyor.
Belki tüm bu karmaşayı düzeltebilirsem eve dönebilirim.
Ama Prens Eldrin'le geçirdiğim her an, eve dönme fikri gitgide daha az cazip geliyor.
Lanet olsun! Yoksa kahramana âşık mı oluyorum?