BILINMEYEN KADERE ULAKLIK
  • Reads 558
  • Votes 24
  • Parts 20
  • Reads 558
  • Votes 24
  • Parts 20
Ongoing, First published May 03, 2015
Tutuldugumdan beri  sana , iklimlerim degisti.Yoklugunda tahammülsüzlükten fasizme yenik düsmüs bir rejim, burkaya girmis iki cift gözüm sanki. Aslinda sana karsi kendimi  ideolojik jargonlarla degerlendirmek istemem ama ne de olsa nesnellesmeyi kadin yasiyor, egemenligide erkek. Ben nesneye dönüstüm elinde, egemenlikte sende, hakimiyette artik. 
  
   Aklimin buhranlarinda kocaman bir sahne düslüyorum, bunu askimizin kökeni diye simgeliyorum. Bu sahnenin agir bir hastasi var, o benim, aslinda hastaligim yani askim sana olan bir cesit yolculugum. Bu yolculuk boyunca cektigim aci ise ortaya Sanat'imi yani sana olan sevdami, sevgimi, askimi, tutkumu, yani eline , kalbine , beynine ne düsürüyorsa o oluyor. Askimin direnci karsisinda ne yedi kat topragin ne de semanin yapabilecegi birsey yok. Misyonum belli, sabir ve güvenle beklemek. Eger Askim yok olursa, edecegim yedi duayla insanligida yok edecegim. Sonra yeniden ayni yerde baslatacagim herseyi. Topraga ekilen her tohumda askima dair bir tomurcuk filizlencek, taa ki bir gün o tomurcuga senin elin uzanana dek, seni bekleyecek hasta, sabirla ve güvenle.  Ve sen geldiginde, ne yedi kat toprak , ne de  o essiz sema hicbir direnc gösteremeyecek cünkü beklenen,  yani Sanat,  yani  „Ask" kacinilmaz bir gercek olcak kaderinde.
All Rights Reserved
Sign up to add BILINMEYEN KADERE ULAKLIK to your library and receive updates
or
#450cesaret
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
40 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
Fındık Tarlası cover
Kara Gül  cover
SARRAF cover
ÖFKE ÇİÇEĞİ  cover
GECENİN İZİ cover
KONUK SEVMEZ DENİZ cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
MAZHAROĞULLARI cover
🌼PAPATYA 🌼(Düzenlenecektir) cover
İMDADIM cover

Fındık Tarlası

41 parts Ongoing

Ailesinin zoruyla tatilini fındık toplamaya gitmek için harcayan Enes'in başına Ordu'nun mafyası musallat olur.