Ben bir piyondum, kaderin piyonu. Kader oyuncularını tekrardan seçmiş oyunu kendi kurallarına göre başlatmıştı. Bu oyunda başrol İdris Elzem ve Barlas Yakaza'ydı. Onlar güçtü, onlar ateşti. Onlar yakar ardına bile bakmadan, bir iz bile bırakmadan giderlerdi. Onlar kazanmaya alışıktı, hiç kaybetmemişlerdi. Kaybetme sırası onlardaydı. Rolleri değişecek yakıp yıkan ben olacaktım.
Ben Zerya Lâl Elzem, ben asla Yakaza olmadım.
Ben okyanusun sessizliğiyim, ve herkes bilir ki; sessiz suların ardında büyük bir fırtına vardır. Ben beni kullananı dibe çekmekten çekinmez, uğraştıracağını bile bile vazgeçmezdim.
Benim gücüm okyanustu, Maskeli'nin ise Deniz kızı.
☽︎☾︎
Çokça rol oynadılar. Öyle ki benliklerini unuttular arada. Olmayan kişiliklere bürünüp kendileriyle birlikte onları da kandırdılar. Ki zaten kendileri inanmasaydı ne anlamı kalırdı?
Roller dağıtıldı. Planlar yapıldı, oyunlar oynandı. Sonu belli olan ama bundan bihaber olanlar ise yazılan kaderi yaşamak zorunda kaldı. Onlara sunulan seçeneklerden doğru olanı seçmeye çalıştılar. Yanılmayacaklarını, zeki olduklarını sandılar. 'Aptal olma,' lafını başkasına söylerken kendilerine bakmadılar. İnsan olduklarını unuttular.
Aptal ve aciz rolü oynayan güçlü bir kadın, onun zekasına yetişmeye çalışan bir adam. Ve onların arasına geçip kadını benliğine kavuşturmaya çalışan bir Kahraman var burada.
"Okyanusun da boğulmayacak tek kişi benim demiştim, yanılmışım. Asıl can çekişen benim. Zira o gözlerine bakarken bile boğulmamak elde değil. Yanılmışım Deniz Kızı'm."
"Sen emret ben bunu da çözerim Deniz kızı."
"Yıkılan her şeyi inşa etmeye hazırım Deniz kızı, sana boyun eğmeye de."
☽︎☾︎ 𝐎𝐊𝐘𝐀𝐍𝐔𝐒 ☽︎☾︎
Kitap kapağı tasarımı @helen7 'e aittir.
Dudaklarıma bir buse kondururken "seni seviyorum,ama biraz acı cekmen gerekiyor"
Ben iki yıldır acı çekiyorum,bu ne ki? Boxerini çıkarırken onu izliyordum. Bir yere gelince utanman da kalmıyordu bu adamın yanında. Alışık olduğum şeylerdi. Bir adamın sevmediğin halde her zerresini biliyorsanız buna bir bok denmezdi!
Kalın ve damarlı penisini çıkarıp birkaç defa okşadı. Bunu yaparken gözlerimin içine bakıyordu.
"Hazır mısın?"
Hazır mıyım? Ben çocuk doğurmaya hazır değilim. Ben anne olmaya hazır değilim. Lanet olası hapı yanıma almamıştım! Ayrıca aklıma nereden gelebilirdi ki dağ başında kocamla sevişeceğimiz?
Erkekliğini girişime yerleştirirken birden içime itti. "Ahh!" Tırnaklarımı kollarına geçirdim. İçimde hareket etmeye başladı. Bacaklarımı beline doladım, topuklarım kalçalarına değiyordu. Omuzlarına sıkıca tutundum. Terden ıslanmış Saçlarımı gözümün önüne düşerken tek eliyle geriye attı.
"Kartal!"
"Sikeyim! Seni o kadar özlemişim ki!"
"Ahh! Yavaşla!"
"Hayır bebeğim,bu gece sadece benim istediğim olacak"
Omuzlarına tırnaklarımı geçirirken odadaki tek ses tenin,tene çarpma sesleri,ve kısılan sesimden çıkan inlemelerimdi. Sonuna kadar soktuğu aletiyle hayalarının kadınlığıma çarptığını hissedebiliyordum.