İngiltere taht kavgası yüzünden ikiye bölünmüştü, iki kardeş de bir daha görüşmemek üzere yemin etmiş ve sarayları ayırmışlardı.
Sarayları ayırmakla da kalmayıp İngiltere'yi Greenwich ve Redwich olarak ikiye bölmüşlerdi.
Sadece bir nesil sonra Greenwich'in yeni varisi doğdu, Harvard Patrick.
Zaman geçer Harvard Patrick büyür ve kızların hayallerini süsleyecek kadar yakışıklı bir oğlana dönüşür, fakat o kalbini genç bir köylü kızı olan Lenora Synder'e kaptırmıştır.
Lenora Synder sıradan bir köylü kızıdır ancak bunun Harvard Patrick'le arasına girebilecek bir engel olduğunu düşünmez, sevgilerine inanır, sevgilisine güvenir ancak yanılıyor olabilir mi?
Günlerden bir gün Harvard ve Lenora beraber vakit geçirmek için Redwich'de kamp yapmaya giderler, bu iki aşığın aşkı için tek kaçışlarıdır, belli zamanlarda buluşurlar ve hayatlarının en güzel anlarını yaşarlar.
Her zamanki gibi sakin bir gün seçip buluşmaya karar veriler fakat bu sefer ki kampları tahmin ettikleri gibi ilerlemez. Lenoranın taşıdığı büyük yük ve prens olmanın sorumluluğunu taşıyan Harvard'a bu yük çok ağır gelicek ve bu ikisininde sonu olacaktır.
Harvard'a hamile olduğunu söylemek için gün sayan Lenora hiç beklemediği bir tepkiyle karşılaşır ve ardından tahmin edilemez bir intikam ateşi yanar.
Bu intikam ateşi tüm İngiltere'yi yakıp kavuracaktır.
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...