Karanlık mahzende gözlerimi açtığımda, umutsuzca yardım için yalvarmış olmama rağmen bir haftadır hapsedilmiş olduğumu dehşetle fark ettim. Vücudum morluk ve yaralarla kaplıydı, her hareketimde acıyla kıvranıyordum.
Ancak bir umut ışığı içimde sönmüyordu. Arkadaşlarımın beni bulacağına inanıyordum. Ve tam o sırada, kapı gürültüyle açıldı. İçeri giren, beni bu çileye sürükleyen kişi, sözde düşmanım Enora'ydı.
Enora, dışarıdan bakınca güzel bir kızdı, ancak içinde bir canavar yatıyordu. Bize yalan konuşmuştu her Lafında her sözünde her gün Bana işkence ederek öfkesini boşaltıyor, her gün beni daha da derine itiyordu. Gücüm tükenmiş, açlık ve yorgunluk beni hareket ettiremeyecek hale getirmişti. Enora içeri girerek Pis bir sırıtışla bana baktı. "Sevgili arkadaşların hâlâ gelmedi, Loren. Ne kadar da üzücü değil mi?" dedi, iğrenç kahkahasını patlatarak.
O anda kapı tekrar sertçe açıldı ve arkadaşlarımın seslerini duydum.
"Loren!"
Eros, Ardıç ve Erika içeri dalmışlardı. Kılıçlar çekilmişti ve gözlerinde kararlılık vardı.
"Bu çok uzun sürdü," diye bağırdı Eros , "Ama nihayet buradayız."
Ardıç, Enora'ya doğru atıldı ve kılıcını salladı. Enora da kendi kılıcıyla karşılık verdi. İki kılıç çarpışarak kıvılcımlar çıkarıyordu. Enora boğazıma çöreklenen öfkesiyle bana baktı. "Seni asla bırakmayacağım, Senu öldürücem Loren, " diye tısladı.
-ˏˋ⋆ ᴡ ᴇ ʟ ᴄ ᴏ ᴍ ᴇ ⋆ˊˎ-
Doğum gününden sonra, kardeşiyle eğlenmek için konsere giden bir genç kız...
Fırtına yüzünden iptal olan konserden eve dönmeye çalışırken, kendini bir anda hiç bilmediği bir yerde bulursa...
Ve bu bilmediği yerden, evine dönecek hiçbir yolu olmasa...
Kendisini yabancı hissettiği bu şehirde, tüm bunlar yetmezmiş gibi, aklını karıştıran ve tüm yolları kendisine çıkaran gizemli bir genç adamla karşılaşırsa...
Neler olur?