KARANLIK YEMİN
Babamın ölümüyle çocukluğum bitti. O gece sadece onu değil, ailemi, huzurumu, hayallerimi de toprağa gömdüm. Ve o gece kendime bir söz verdim. Bir gün geri dönecektim. Bir gün bu acının hesabını soracaktım.
Yıllarca bekledim. Gölge gibi izledim. En zayıf anlarını kolladım. Ve nihayet vakti geldiğinde, intikamımı almak için geri döndüm. Ama doğrudan düşmanıma değil... onun en değerli varlığına.
Kızına
Onun hayatına girdim. Kim olduğumu bilmesine izin vermeden, dikkatini çektim. Önce merakını, sonra güvenini kazandım. En sonunda da kalbini... Çünkü o kalbi kırmam gerekiyordu. Tıpkı babasının benim hayatımı paramparça ettiği gibi.
Ama hesap edemediğim şeyler vardı.
Onun masumiyeti, yıllardır içimde büyüttüğüm karanlığa meydan okuyordu. Ve gün geldi, intikamla atan kalbim bir şeyleri sorgulamaya başladı. Acı çekmesini izlemek düşündüğüm kadar tatmin edici değildi. Ama geri dönüşü yoktu.
Çünkü bu bir oyun değildi.
Bu, benim karanlık yeminimdi.