The shadows of whispers
  • Reads 9
  • Votes 0
  • Parts 1
  • Reads 9
  • Votes 0
  • Parts 1
Ongoing, First published Feb 14
1 new part
~Sanki karanlık onu içine çekiyor, fısıltılar kulağında yankılanırken beynine işliyor. Elinde tutduğu kılınçla kendi mevzinde kendini koruduğunu sanıyordu, karanlık kütüphanede sadece ayak sesleri yankılanırken bakışları etrafı süzüyordu. Elleri buz kesmişdi, ama soğuk havadan dolayı değildi...~





Yıl 1653, en büyük krallık olan Velmora resmen yükselişini yaşıyordu ve bu yükseliş daha yeni değildi. Yıllar önce 1603 yılında olan Tenebris ve Velmora krallıkları arasında olan savaşdan bu yanaydı. O yıllarda olan deneyimsizlik Velmora krallığının sonunu getirecekti, ancak bir şekilde savaşı kazandılar. Savaş tarihlere yazıldı, ama gizemli bir şekilde her zaman konuşuldu.
Çok uzun zaman önce olan savaşın izleri hala kalmışdı. Bazıları için keçmişde olan bu savaş geleceğin umudunu simgelerken, bazıları için anlaşılmazlık doğuruyordu. Ve bu savaştan sonra Tenebris krallığı batışını yaşadı, o krallıktan hiç bir iz kalmadı, yada öyle sanılıyordu. 

"Yıllar önce olan emelin cezasını şimdikiler çekecek, hemde şimdi!"

 Kütüphane çalışanı olarak çalıştığı bu yerde, başına bunların geleceğini bilmiyordu...

Fısıltıların yeni hedefi oydu...
All Rights Reserved
Sign up to add The shadows of whispers to your library and receive updates
or
#64paranormal
Content Guidelines
You may also like
Geceyi Yaran Kadın •FSM | Yenileniyor  by -VESTA-
5 parts Ongoing
Buyur, Kayra. Mektubunu aldım. Beni görmeyi dilemişsin." Evet, evet diledim. Ama neden diledim? Bilmiyorum. Sefer için şans dilemeye geldim falan desem? E adam zaten kazanacak biliyorum. Neyse konuşurken düşünürüm. "Yüce Padişahım, huzurunuzda bulunma bahtiyarlığına erdim. Yarın sefere çıkacağınızı işittim, sizi uzun süre göremeyeceğimi biliyorum. Bu nedenle sizi son kez görmek istedim." Sarı Çiyan'dan bahsetmedim. Onun cezasını kendim veriyordum. Hem, bu kadar küçük bir olay için ispiyoncu olmak hoş olmaz. Mehmet, hafifçe gülümsedi ama gözleri hâlâ düşünceliydi. Dirseklerini kolçağa dayadı, parmaklarını birbirine kenetledi. "Son kez görmek mi?" diye sordu, başını yana eğerek. "Sefere çıkıyorum diye öyle mi diyorsun? Yoksa bir daha buraya çağırılmayacağını mı düşündün?" Ne demem gerektiğini bilemedim. Yalnızca gözlerinin içine bakarak gülümsedim. "Yüce Padişahım, ne haddime. Sadece sefere giden her asker gibi sizin de uğurlanmayı hak ettiğinizi düşündüm." Kaşlarını hafifçe çattı ama gözlerinde keskin bir ifade yoktu. Sanki düşünceleri başka bir yerdeydi. Sonra başını salladı, ellerini çözdü ve sırtını koltuğa yasladı. "Uğurlamak mı? Peki, nasıl uğurlayacaksın?" Bu bir sınav mıydı? Yanıtımı tartıyor muydu? Ses tonunda hafif bir alay sezdim ama asıl niyetini anlamak güçtü. "Size dualarım ve iyi dileklerimle, hünkârım." Gözleri kısıldı, dudaklarında belli belirsiz bir gülümseme vardı. "Dualarını esirgemeyeceğini bilirim, Kayra. Ama senin uğurlaman biraz daha... özel olabilirdi, değil mi? Sonuçta, benimle görüşmeyi talep etmeden de dua edebilirdin."
You may also like
Slide 1 of 10
Namus Müşkülü cover
Bana Aitsin (Tarihi aşk serisi 1) cover
AlGon/Gururuna Düşman🍃 cover
Dük ile Beş Çayı cover
Geceyi Yaran Kadın •FSM | Yenileniyor  cover
DÜŞES GERİ DÖNDÜ cover
MAL-İ HÜLYA  cover
VANİA  KRALLIĞI cover
İskoçya'nın Esiri (Tamamlandı) cover
Cariye'nin İkinci Hayatı cover

Namus Müşkülü

27 parts Ongoing

Namus davası Yıl: 1970