''Sürtük bir yalancı'ya inanacağımı mı sanıyorsun?'' dedi sert sesiyle acaba kalbimi bu kadar kırdığını bilseydi hala böyle konuşmaya devam edermiydi.Bir haftadır tanıdığım adamı göz önünde bulundurarak söylüyorum daha beterlerini diyeceğinden eminim. Önüne geçtim ve ''Tamam yalancı diyebilirisin ancak sürtük değilim!'' diye yüzüne bağırdım hotel'deki herkesin bizi izlemesine aldırmadan ,nede olsa türkçe bilmiyordular. ''Yalancı olduğunu kabul etmen çok sürmedi,sürtük olduğunu kabul etmende yakındır.'' dedi omzumu delerek beni geçti ve çıkış kapısına doğru yürüdü,konumumu bozmadan ''Derin'in sevgilisi'' dedim bu onu durdurmuştu ''Bu sürtük olmadığını kanıtlamıyor'' dedi hiç değişmeyen sesiyle nasıl bir adamdı bu böyle? neden açıklama yapıyordum sanki bana neden kızgın olduğu çok belli değil mi? koşarak önüne geçtim ve beni görünce tekrar durdu ''O gün sizinle yatmadığım için böyle söylüyorsunuz değil mi?!'' dedim sitemle bağırarak ifadesi hiç değişmedi yakıcı bir bakış attıktan sonra omzumdan iterek beni tekrar aştı pes etmeyerek tekrar önüne geçtim ''Şimdi de başka bir adamın odasına girdiğim için kıskandın!'' dedim onu zafere ulaştırmamak için ileri giderek ancak İskender beyin bakışlarıyla pek'te doğru bir şey yapmadığımı anlamıştım.Oradan ayrılmak istedim ancak bana yaklaşan dudakları yerimden bile kıpırdamamı sağladı.Dudakları dudaklarımın üstünü örten ince bir çarşafmışçasına dudaklarımı kapatmıştı ben kıpırdayamazken o dudaklarımın üstünde dans ediyordu.Tanrım şu an TAŞI HOLDİNGin en taşı ile öpüşüyorum..Geriye doğru çekildiğinde nefesini hala hissedebiliyordum.
23 parts