Adı "Siyah-Beyaz" olan ama; Gerek siyah, Gerek beyaz, Gerek mavi, Gerek pembe, Gerekse turuncunun bulunduğu bu hikayenin satırlarının rüzgarına karşı giden, yanımızdaki genç adama "Camı açar mısınız?" gibi resmi bir tavırla sorduğumuz, büyük ihtimalle yetmişinde olan o başörtülü kadına "Şurdan bir Beylikdüzü verir misiniz?" diye eline bir bozuk sıkıştırdığımız; ardından o bozuğun eller arasında gidip gelişini izlerken başka birinin parayı bize teslim ettiği o halk otobüsünün bir yolcusu olmak ister misiniz? Yo, öyle sıkış tıkış bir otobüs değil; herkes birbirini tanıyor olacak burada, muhabbetin ardı arkası kesilmeyecek. Rüzgara karşı bir dünya rekoru kıracağız birlikte. Otobüsün iyi donanması lazım, eğer bu satırları okuduysanız ailemizin bir parçası olun...