Gücün kanla yazıldığı,hiyerarşinin sarsılmaz olduğu bir dünyada, Engfa Waraha ve Charlotte Austin birbirlerine mühürlenmiş ama asla boyun eğmek istemeyen iki kudretli ruhtu.
Engfa, Waraha sürüsünün zalim ve acımasız lideri, mutlak kontrolü elinde tutan bir dişi alfaydı. Güç, otorite ve disiplin onun için nefes almak kadar doğaldı. Hayatında asla eğilmemişti, boyun eğmek yerine boyun eğdirirdi.
Charlotte ise tamamen farklıydı. Austin sürüsünün başına buyruk, asi ve geleneklere meydan okuyan omega kızıydı. Ona göre kader diye bir şey yoktu; hayatını kendisi şekillendirmeliydi. Diz çökmezdi, boyun eğmezdi, kaçmaktan da korkmazdı.
Ancak doğa yasaları bile bu iki iradenin çarpışmasını engelleyemedi.
Bedenleri mühürlüydü. Ama ruhları inatla karşı koyuyordu.
Ve savaş, kaçınılmazdı.
"Beni kafese koyabileceğini mi sanıyorsun, Engfa?" diye tısladı Charlotte, kollarını göğsünde bağlarken...
Engfa gözlerini kısıp ona yaklaştı, sesinde ölümcül bir tehdit vardı. "Sana ait olan kafes benim kollarım, Charlotte. O yüzden çok fazla çırpınma."
Charlotte alaycı bir kahkaha attı. "Senin gibi bir alfa bana diz çöktüremez."
Engfa kaşlarını kaldırdı, gözleri parladı. "Henüz değil."
Charlotte'un tüyleri diken diken oldu.
Bu savaşın kazananı olmayacaktı. Ama kaybedeni belliydi...
Kaçmak mı? Yoksa teslim olmak mı?
Her seçim, bedelini beraberinde getirirdi...