"Bir şey mi söylemek istiyorsun?" diye sordu alçak ama etkileyici bir sesle. Ne söyleyebilirdim ki? İçimde kopan fırtınaları mı, ona duyduğum karşı konulmaz çekimi mi? Yoksa şu an, tam şu anda sadece hissetmek istediğimi mi? Tüm düşünceleri bir kenara bırakıp cesaretimi topladım. Boy farkımızın yarattığı mesafeyi kapatmak için ayak uçlarımın üzerine yükseldim ve dudaklarına hafif bir öpücük kondurdum. Ama o buna izin vermedi. Bir anlık şaşkınlıktan sonra belimi sıkı kavradı, sıcak dokunuşu bedenimi ürpertti. Bir eli belimde sıkıca tutarken, diğer eli saçlarıma dolandı. Ve bir saniye bile tereddüt etmeden dudaklarıma yapıştı. Öylesine tutkulu, öylesine sahipleniciydi ki... Beni anında kollarının arasına aldı, güçlü kollarıyla bedenimi havaya kaldırdı. Şaşkınlıkla kollarımı boynuna daha sıkı doladım. "Sana dayanamayacak kadar küçücük bir şeysin," diye fısıldadı, Beni göğsüne bastırarak kucağında taşıdı. Belimi daha sıkı kavrarken diğer eli kalçama kaydı ve orada bir an duraksadı. Tutkuyla sıktığında soluğum kesildi. Öyle şiddetliydi ki nefesim kesildi. Bir iç çekiş dudaklarımdan döküldüğünde, belimi daha sıkı kavradı. "Beni delirtiyorsun," diye fısıldadı Kalçamı sıkıca kavrayarak beni kendine bastırdı. İçimde çakan kıvılcımı hissettim, vücudumun kontrolünü kaybediyordum. Dudaklarıma her hamlesinde daha fazlasını istiyordum. Tırnaklarımı tenine batırdım. Bu ona daha da fazla dokunmam için bir davet gibiydi. Beni aniden kaldırdı, bir saniyeliğine her şey havada asılı kaldı. Kalçamı iki eliyle sıktığında içimden bir inleme kaçtı. Gülümsedi, dudaklarını boynuma bastırdı ve ısırdı. "Ahh..." Sesim yankılandığında, başını kaldırıp gözlerimin içine baktı. "Daha yeni başlıyoruz." O an içimde ne varsa, hepsini ona teslim etmeye hazırdım.All Rights Reserved
1 part