Zamanın kırıldığı bir dünyada, kaybolan anılar ve geçmişle yüzleşmek için yapılan bir mücadele...
Alya, sıradan bir lise öğrencisiyken bir gün eski bir günlük bulur ve her şey değişir. Günlüğün sayfaları, zamanın bükülmesine neden olabilen güçle doludur. Kaybolan insanlar, silinmiş anılar ve çözülmemiş sırlarla dolu bir dünyada Alya, Asya adlı gizemli bir kızı keşfeder. Zamanın bozulduğu, hatıraların yok olduğu, ama geçmişin hiçbir şekilde kaybolmadığı bir evrende, Alya gerçeği öğrenmek için tehlikeli bir yolculuğa çıkar. Ancak zamanla oynamanın bedeli ağırdır ve her kaybolan anı, geri alınamayacak bir bedel taşır.
Alya, kaybolan zamanla yüzleşirken, geçmişi, geleceği ve kendi kimliğini bulmak zorundadır. Ama zamanın sınırları her geçen gün daha da belirsizleşirken, ne kadar ileri giderse o kadar fazlasını kaybedecektir.
Zaman ne kadar kırılabilir? Kaybolan her şey, geri dönebilir mi?
+18 detaylar, cinsel içerik, uygunsuz sözler, küfürler, argolar ve rahatsız edici detaylar bulundurur. Rahatsız olacaklar okumamalı.
(Fantastik - geçmiş zaman kurgusu)
🕯️🕯️🕯️
Yaklaşık bi' on dakikanın ardına doğruldu ve dakikalar önce ateşin içine koyduğu kılıcı çıkarttı alevlerin içinden. Yarısına kadar kızıla bulanmış çelik kılıçtan dumanlar çıkıyordu. Bir an göz göze geldik. "Ne yapacaksın bana?"
"Ölmemeni sağlayacağım." Eliyle beni kendine çekti. Neredeyse dip dibeydik.
"Neden? Ne saçma! Siz esirlerinize böyle mi yapıyorsunuz? Önce yaralayıp ölüm eşiğine getirip sonra iyileştiriyor musunuz?" İsyan ederken aynı zamanda bu durumdan da memnundum, ne yalan söyleyim. Eğer kaçmaya çalışacaksam en azından tedavi edilmiş olmalıydım.
"O, göğsündeki lekeyi görmeden önceydi." Dedi ve güzel yüzünden beklenen bir çapkınlıkla güldü. Karanlık Prens, doğum lekemden bahsediyor olmalıydı.