Hacer Karasoy, unutulmamak için doğmuş bir genç kadın. 20 yaşında, sinsi, hırslı ve narsist. Kendi dünyasında tek bir kural var: o her zaman en iyisi olmalı. Ailesine rest çekip yazarlıkla ün kazanan Hacer, yeteneğini başkalarının eserlerini çalarak parlatıyor. Rana Şehir'in Solak Kral'ını kendine mal edince hayatı değişiyor: kitaplar basılıyor, hayranlar çoğalıyor, ama o hiçbirinde tatmin bulmuyor. Övgüler umurunda değil; tek korkusu eleştiri. Estetik ameliyatlarla kendini baştan yaratmak için daha fazla paraya ihtiyacı var ve bu yolda kimseyi umursamıyor.
Bir yanda en yakın arkadaşı Işıksu'nun kocası Öner'e duyduğu saplantılı aşk. Işıksu'nun güzelliği ve saflığı onu çıldırtsa da, kendini ondan üstün görüyor. Öner'i kazanmak için her şeyi yapmaya hazır. Diğer yanda, çalıntı eserlerle yükselen kariyeri ve gizemli bir mesaj: "Seni görüyorum." Hacer'in maskesi düşecek mi, yoksa o hep zirvede mi kalacak?
Kıskançlık, hırs ve ihanetle örülü bu hikayede, Hacer Karasoy'un karanlık dünyasına adım atın. Onun zaferleri sizi büyüleyecek, kusurları ise şoke edecek. Bu kitap, yalnızca kazananların değil, kazanmak için her şeyi göze alanların hikayesi.