yeni taşındığınız bir yere alışmaya çalışmaktan, yeni çevre kurmaktan, eski şehrinizdeki arkadaşlarınızla bağınızı koparmamaya çalışmaktan daha berbat bir şey var mıdır acaba? bunu o kadar çok yaşadım ki.
alışmaya yeni yeni başladığım zamanlardan bir anda farklı bir döneme geçiş yaptık. Çilek diye bir cafe vardı orada oturuyorduk Almila'yla beraber. içeri 3-4 erkek girdi, yan masamıza oturdular, herkes cebinden bir paket çıkardı. ben tam onlara odaklanmıştım ki Almila'nın sesiyle irkildim.
"nereye daldın Arya?"
"gelenlere ya, tanıyor musun?"
"isimlerini biliyorum sadece, ama duyduğum kadarıyla bulaşılmazmış onlara, kalpsizlermiş biraz" dedi eğlenir gibi bir tavırla. gülümsedim ben de. bir yandan da bakmaya devam ediyordum.
en sonunda o masadan biri kalkıp bizim masaya doğru yöneldi.
"çakmağınız var mı acaba?"