
Elimden yere doğru damla damla akan kana baktım. Kan lekeleri, zemini bir tuvalmişcesine boyamıştı. Bu eserin üzerinde duran ben ise fazlalıktım. Bizim dünyamızdaki sanatçılar anonim olmalıydı, özellikle sanat bu şekilde yaratılıyorsa. Uçurumun ucundan aşağıya sarkıtılmış ruhlarımız uğruna gölgelerde geçirirdik her anımızı. Elini güneşe uzatanı kaparlardı, gerisi hayallerin ötesinde bir katliam olurdu. Daha önce şahit olmuştum da. Boyunlara geçirilmiş urganları kaplayan kanlar, kullanılmaktan uçları aşınmış giyotinler, yere saçılmış etli tırnaklar ve dahası. Borsanın altını üstüne getirirken vahşi yanımızı korumaya devam ederdik. Bizi biz yapan şey de buydu. Masumluğunu kaybetmiş caniler ordusuyduk ve ben, Gümüş olandım. Aydınlık rütbesini geride bırakarak gelmiştim bu seviyeye. Sıradaki hedefim ise her iki alt basamaktakiler gibi Karanlık rütbesinde olmaktı. Yine diğerlerinden büyük bir farkım vardı: Benim kaybedecek hiçbir şeyim yoktu.All Rights Reserved
1 part