(Bxbxbxbxg kurgusudur.)
Ben bir evde, bir oda da zindan olmak için doğumuştum. İnsan parçalanacağını bilse dahi o odadan çıkmazdı. Bende parçalanacağımı bildiğim halde o odadan defalarca kez kaçandım. Bedenim o odada olsa bile ruhum çoktan kaçıp gitmişti. Para insanı değiştiren tek şeydi belki de. Para kazanmak için satılmak, kalbinize bilmediğiniz, daha önceden hissetmediğiniz ağrılar sokardı. Bende her ne kadar sevilmediğimi bilsem bile, bir pavyoncu'ya satılıcak kadar değersiz bir eşyaydım. Eskimiş eşyalar her zaman çöpe konurdu. Bende o eskimiş eşyay'dım.
Ben çöpe konmak yerine, para için satılan ve yenisi alınandım. Satıp parayı alan kişi Halam Canan. Para karşılığında verilense bendim.
Bir pavyon odasında saatlerimi geçirmek, evde uyuduğum saatten daha fazlaydı. Şuan evde olsaydım. O daracık odada, kulağımda kulaklığım, elinde kitabım ve üzerimde yorganım olmak için paralar verebilir belkide yüzme şampiyonluğumu bile feda ederdim. Annem ile Babam yaşıyor olsaydı, yeşil gözlerimi halamla dahi buluşturmazdı ancak beni bir arabanın içinde yanlız bırakmışlardı. Keşke onların yok oluşunu görmeseydim. Keşke bu hayata sahip olmasaydım. Keşke ölen Annem ve Babam değil ben olsaydım. Şuan daracık bir oda da tanımadığım dört adamla bakışıyordum.
Biri sert, biri sert ancak bana karşı güler yüzlü, ikisi ise durmadan kahkalarla gülendi. Bana zarar vermedikleri için onlara elimde olan herşeyi verebilirdim. Onlara yalvarmamıştım, ancak bekışlarımla herşeyi anlamışları. Geceleri yatmadan önce herzaman Babama birşeyler anlatırdım. O öldükten sonra ise sadece, "Lütfen beni biri kurtarsın Baba. Yalvarırım birilerini gönder. Çok korkuyorum, sen kızının korkusunu görmekten korkarsın baba." Derdim. Bazen senelerce yalvardığınız insanlar zamanı gelince dileğinizi yerine getirirdi. Babamsa bana bu dört adamı göndermiş. Bu dör
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde. Bir zamanlar güzel mi güzel bir kız yaşarmış, bu kız yedi cüce arkadaşı ile mutlu mesut yaşarken bir gün ondan yardım isteyen yaşlı bir kadın yardımı karşılığı ile ona bir elma vermiş. Bu elma öylesi kırmızı ve parlakmış ki kimsenin karşı koymayacağı bir çekicilikteymiş. Bu güzel kızda dayanamayıp o elmadan koca bir ısırık almış ve bedeni cadının laneti ile ilelebet bir uykuya dalmış.
Evet masal bu ancak ya o elmada başka bir şey varsa? Kim sonsuza dek uyuyabilirdi ki? Kimse. Peki sonsuzluk kavramı kimler için var? Vampirler...
Ya o lanet sonsuz bir yaşama sürükleyip o kişiyi korkunç bir katile çeviriyorsa.
Kandırılıyor olabiliriz.
Her gece çocuklara anlatılan bu masalların ardında hiçte masum bir gerçek yatmıyor.
*************************
Jonathan & Adel
Ben bir yazar değilim, sadece hayal gücünü kelimelere akıtan biriyim :)
-Kartanesi-