Adrian, suçluların zihinlerine girmeyi ve onlarla oynamayı çok iyi biliyor. Onların korkularını, karanlıklarını anlamak, derin sırlarını açığa çıkarmak... Yıllarca suç psikiyatristi olarak çalıştı, ama bu karanlık, kendisini de içine çekti. Katillerin dünyasında kaybolurken, bir soru hep aklında:
"Gerçekten kimsenin ruhu, kaçınılmaz karanlıktan kaçabilir mi?"
Her yeni danışanla, her yeni hikayeyle, Adrian daha da derinlere iniyor. Ama bilinçaltının karanlık köşelerine bir adım daha atarken, gerçek ve hayal arasındaki sınır giderek bulanıklaşıyor. Sadece suçu çözmeye çalışmakla kalmıyor; kendi gizli karanlıklarıyla da yüzleşiyor.
Ve belki de, katillerin zihnine girdikçe, kendi ruhunu kaybetmeye başlıyor...