GÖĞÜS KAFESİ MEZARLIĞI

Ulya Jane Mendere

Yarı koreli yarı Türk bir melez olduğu için hayatı
boyunca zorbalık görmeye alışmış küçük bir kızdı ta ki
bir gün hayatına ansızın girdiğini sandığı çocuk yüzünden
yaşayacağı şeylerden habersiz ona kalbini
açmaya karar vermesi ile bütün hayatı değişmeye
başlamıştı.

Değişen sadece hayatı değil, bedeniydi de. Artık acıyı hissetmiyor, yorulmuyor, hatta istemeden veya isteyerek daha büyük şeyler yapabiliyordu. Güçlendi, değişti... Ama bu güç, onu yalnızlaştırdı.

Karanlık sırlarla örülü Evas şehrinde, yeniden karşılaştığı ilk aşkı ile geçmişiyle yüzleşmeye zorlanırken; kim olduğunu, kimlere karşı olduğunu ve aslında neye dönüştüğünü keşfetmeye başlar.

Sessiz sakin yaşadığını sandığı hayatının arkasında ki
karanlık sırları ve babasının ölümünün ardında ki
gerçekleri öğrenmek için güvenebileceği kişileri iyi
seçmeliydi.

Ama bunu nasıl yapabilirdi ki o sadece bir liseliydi.

Aşk, ihanet ve doğaüstü güçlerin iç içe geçtiği bu hikayede, herkesin bir bedeli vardır. Ve bazen mezarlıklar göğsümüzün tam ortasındadır.