
"Benden ne istiyorsun?" Dedim sabrım taşmışça. Uzun uzun baktı gözlerime. O gözlere yabancı değildim. Ama artık bana çok uzak olan ama bir o kadar tanıdık olan o gözler canımı sıkıyordu. Gözleri beni tanımıyormuş gibi bakıyordu. "Seni.Senden seni istiyorum, verebilir misin?" Sözleri bende bir şok etkisi yarattığı anda bir şey dememe fırsat vermeden elinde ki silahtan çıkan bir kurşunla beni tam kalbimin ortasından vurdu. Geriye doğru yalpaladığım an kolumdan yakalayıp sadece bir an olsa bile eskisi gibi sevgiyle bakan o gözleriyle karşı karşıya getirdi beni. Kalbimde ki acı bir zehir gibi yayıldı bedenime. Zehirin yayıldığı yerler uyuştu ve hatta parçalara ayrıldı. Ayaklarımın üzerinde kalamadım. Ama yerede düşmedim çünkü beni kolumdan tutan adamın benim yere düşmeme izin vermeyeceğini biliyordum. Bildiğim gibi de olmuştu, o benim düşmeme izin vermedi kolumdan tutmaya devam etti hatta yavaşça kendisi yere oturdu dizlerinin üzerine koydu başımı. Gözlerimden bir damla yaş yere düştü. Sonsuzluk ile birleşti. Belki ölecektim ama karşımda ki yabancıya olan nefretimi asla dindirmeyecektim. "Uyu bebeğim." Diyerek okşadı saçımı. "Sen artık yoksun. Uyu." Konuşamadım. Seni affetmeyeceğim diyemedim. En ağrıma gidende bu olmuştu. "Artık sende yoksun. Senden seni de alamam." Sesi kırıldı bir anda. Kalbime çöken o ağırlık gittikçe arttı. "Sende seni vermezdin bana.." Saçımı okşayan elleri durdu bir anda. Yüzüne bir ifade yayıldı ama ben artık onu göremiyordum. "Ama çok geç. Seni senden çoktan kopardım güzelim, istesende sen artık yoksun." Bir kurşun acıtmazdı canımı. Senin kadar.All Rights Reserved
1 part