Bütün Karadeniz, karşı karşıya gelen ikiliye baktı. İkisi de fevkalade öyle bir öfkeliydi ki, birbirlerine yakın olan yüzleri sayesinde ikisinin sert solukları bir tokat gibi çarpıyordu yüzlerine.
"Sana yapma demiştim! Sana yaylaya gelme, evime gelme demiştim, Ali Mahir!" dedi. Öfke ve sinirden göğsü hızla inip kalkarken, elinde tuttuğu tabanca ilk defa titriyordu.
"Bende sana geleceğim dedim kızım! Anlamayan sensin! Ha, şu an o elindeki silahla beni vur, gıkım çıkarsa namerdum! Ben seni o itle görmüşken ölmüşüm zaten! Vur, haydi!" Yüzünde alaylı bir gülüş belirdi ve bir adım uzaklaştı karşısındaki adamdan. Yüzüne baktığında, kendisi kadar öfkeliydi. Karadeniz'in sert rüzgarları, kendi uzun saçlarını uçuştururken, onun saçlarına da vuruyordu. Anlına bir tutam saçının düştüğünü gördü, derin bir şekilde yutkundu ve alaylı ifadesini bozmadı.
"Sen kimsin? Sen kimsin, Ali Mahir? Ne hakla nişanlım olacak, uşağın yolunu kesersin?! De bakam bağa ula, sen ne hakla yapıyorsun bunları! Senin gibi şerefsizi vurmayacağım, Ali Mahir! Sen benden gelecek hiçbir şeyi hak etmiyorsun! Sen bir hiçsin! SEN HOCA BİR HİÇSIN!!"
Adam deliydi, kadın ondan bile deliydi. Yakıp yıkıp geçerdi, sözleriyle bile can alırdı... Ama bir gülüşü ve tebessümüyle herkesi kulu kölesi ederdi.
KİTAPTAKİ BÜTÜN OLAYLAR ŞAHSIMA AİTTİR BÖLÜMLERDE YARI ŞİVE VE NORMAL KONUŞMALAR OLACAKTIR EN UFAK KOPYALAMADA GEREKEN İŞLEMLER UYGULANACAKTIR!
-Hayalimsii-
"O silahı elinden indir!" Dediğimde yan duran vücudunu bana doğru çevirdi ama o silah abimin alnına daha çok yaslandı.
"Yoksa?" Diye soruşu meydanda ki bütün insanları endişelendirmeye yeterdi.
Çenemi herkesin inadına dikleştirip "Yoksa sana yemin olsun ! Bu meydanı kanınla yıkarım!" Diye bağırdım.
"Efsun!" Diyen abime bakmadım, yüzü kan içindeyken ona bakıp gardımı düşürebilirdim.
"Demek kanım ile yıkarsın ha !" Dediğinde fısıltısı bile meydanı inletti.
"Azad ağa, yaparım bilirsin! Bu seni ilk vuruşum olmaz!" Deyişim onun kaşlarını çatarakken kalabalıktan bir kaç kişinin kaçmasına sebep oldu.
Koskoca Mardin!
En iyi o bilirdi yıllar önce nasıl AZAD KARAASLAN'ı gözümü bile kırpmadan vurduğumu.
O gün Mardin yasa bürünürken Diyarbakır'da zılgıtlar eşliğinde bir çok kapıda düğün yapıldı.
Ben EFSUN ŞANLI...
Yıllar önce babamın kanını akıtan adamın kanını bu meydanda dökmüştüm.
Zerre korkmadan, zerre aşkımı aklıma getirmeden.
Bunu tekrar yapacağımı onun gibi Mardin de biliyordu.
"O halde durma, yine elin titremesin!" Dediğinde onunla beraber tetiği indirdim.
Arkamda koskoca Diyarbakır'ın en büyük aşireti olan Şanlı Aşireti vardı.
Benim Aşiretim!
Onun da arkasında Mardin'in en büyük aşireti olan KARAASLAN aşireti vardı.
Liderliğini onun yaptığı Aşiret.
"Abi'mi bırak azad ağa!" Dedim durması için.
"Babam gibi onun da kanını akıtmana izin vermem! Babamın kanı için sadece senin kanını döktüm ama Vallahi, Billahi ve Tillahi abim için ailende ki herkesin kanını dökerim!" Diye devam ettim.
Uğultular arttı da arttı.