"Zemheri, yalnızca bir mevsimden çok daha fazlasıydı; bir ruh halinin, derin bir kaybın ve içsel bir çöküşün adıdır. İçimdeki soğuk, önce bir yansıma gibi başlasa da zamanla tüm varlığımı sarıp sarmaladı. Dışarıdaki karanlıkla birleşen bu soğuk, her geçen gün daha derinleşti ve her şeyin sonu, silinmeyen birer iz olarak geriye kaldı. Geçmişin gölgeleri, ne kadar uzak olursa olsun, beni hep peşinden sürükledi. Kaybettikçe, bir zaman sonra o soğuk acıyı derinden hissediyordum; her anı, her hatırası içimi donduruyordu. Beni kuşatan soğuk, ne kadar kaçsam da beni buldu, hiç kaçamadım. Gerçek, karanlıktı. Karanlık, zamanla tek gerçek haline dönüştü; soğuk, bir zaman sonra içimdeki sıcaklığı tamamen yuttu."
"Benim karanlığımda seni görmek, en acımasız kayıptı..."
Doğduğu gün hastanede yapılan büyük bir hata sonucu yanlış aileye verilen, otizmli 17 yaşındaki bir genç kızın gerçek ailesine kavuşmasıyla başlayan sancılı uyum sürecini anlatıyor. Yıllardır bildiği düzenin bir anda değişmesi, yeni bir ev, bambaşka yüzler ve hiç bilmediği duygularla dolu bir yolculuk... Hem onun hem de gerçek ailesinin dünyası altüst olur.