Yalnızlığına yalnızlara dost olarak veda eden bir kızın hikayesi....
Gazze /İstanbul 📍
Sümeyra, sessizliğe gömülmüş bir gecede yıldızlara baktı. İçinde bir boşluk vardı. Ne mesleği doldurabiliyordu o boşluğu, ne de şehirlerin kalabalığı. Oysa çocukken bir dua etmişti; "Allah'ım, beni gerçekten anlayacak birini çıkar karşıma." Unutmuştu o duayı, ama Rabbi unutmamıştı.
Mahir o sırada bambaşka bir toprakta, savaşın tam ortasında, karanlık bir gecede sırtını bir taşa yaslamıştı.
Bir mektubu vardı cebinde, hiçbir zaman gönderemediği. "Beni anlayacak biri var mıdır bu dünyada?" diye yazmıştı bir zaman. Gözlerini kapattı. Yorgundu. Hem ruhu hem bedeni. Ama içinde bir his, "sabret" diyordu, "sabret, sana da bir rahmet var."
Ve sonra bir gün...
Bir isim duydu Mahir. Bir kadın, gönüllü olarak gelmişti. Bir doktor.
Ama gözlerinde öyle bir hüzün vardı ki Mahir hemen tanıdı onu.
Çünkü aynı hüznü yıllardır kendi gözlerinde taşıyordu.
Sümeyra, Mahir'le ilk karşılaştığında tuhaf bir tanıdıklık hissetti. Sanki yıllardır bir yerde eksik olan bir parça yerli yerine oturmuştu.
Hiç konuşmasalar bile aynı şeyleri yaşadıklarını biliyordu. Ve İçinden şu cümle döküldü:
"Bunca uzaklığa rağmen, sen benim kalbimin en yakınıymışsın"
Bir görev...
Bir mağara...
Ve kaderin değiştirdiği bir hayat...
Atmaca Timi, esir düşen masum çocukları kurtarmak için ölümüne bir göreve çıkmıştı. Kurşunların arasında, yıkıntıların içinde, karanlığın kalbinde saklıydı umut. Komutanın karanlık gözleri o mağarada küçücük bir bebeğe takıldığında zaman bir an durdu. O an sadece bir kurtarma operasyonu değildi artık; o an bir hikâyenin başlangıcıydı.
Bazen bir bebeğin nefesi, bir timin kaderini değiştirir.
Bazen bir gönül bağı, savaşın ortasında bile bir ışık yakar.
Ve bazen... karanlıkta doğan bir ışık, insanın en derin yarasına merhem olur.
"Bazı bağlar gözle görülmez, kalple hissedilir."
Ve işte bu bağ, gecenin en karanlık anında doğan bir umutla yazıldı...
❗❕‼️ şiddet vs. Vardır sadece taciz tecavüz gibi olaylar yok bilginize ‼️❕❗