Ve sonunda öyle bir acı çektim ki, ölümün bile yabancısı oldu tüm mezarlar. Soğudum. Bende değildi bedenim. Usulca tenhalara giderken ruhum, sessizce kayboldum karanlık sokaklarda. Ellerimden kayıp gitti hayatım. Öldüm, cehennemdeydim. Cennet görünümlü bir cehennemde. Fakat farkında değildim nerede olduğumun. Aydınlığın karanlığa yöneldiği bir yer burası, melekler şeytana tapar olmuş. Uzaklarda, gerçeklerden çok uzaklarda bir yer. " Aşk"buranın adı. Öylesine karanlık, öylesine soğuk ve ölesiye acı. Garipti, çok garip bir histi bu. Sanki kendi ömrünü, bir başkasının ömrüne katmak gibiydi aşk. İstese bütün bir ömrü ona feda edecek gibi. Gözünü bile kırpmadan canından bir parçayı vermek gibi. Karşılıksızsa da sonsuzluğa uğurlamak gibi kendini, bile bile ateşe atlamak gibi. Bazen su gibi, su kadar muhtaç ama su kadar berrak. Bazen ateş gibi, bir o kadar acı bir o kadar parlak. Bazen ölüm gibi... Bazen nefes gibi... Bazen tatlı bir anı, bazen ise bir kabus gibi. Mutluluğun tam kendisi bazen
soğuk ve acımasız mafyanın bir kıza aşık olup onu takıntı haline getirmesi ve piskopatlaşması ama bunu kıza yansıtmamaya çalışarak unutulmaz bir aşk yaşamaktan bahsediyor
+18 ve işkence bölümleri içeriyor
umarım beğenirsiniz iyi okumalar