Dünya henüz karanlıkla aydınlığın sınırında titrek bir dengeyle varlığını sürdürüyordu. Zamanın ve mekânın ötesinde, varoluşun en derin yarığında, Santanico adında gizli bir medeniyet doğdu. Bu medeniyetin kurucuları, sıradan insanlar değil; kaderin dokunuşuyla seçilmiş olanlardı. Onlar, hem yıkımı hem kurtuluşu temsil eden kudretli varlıklardı.
Adaleti sağlayan, adaletin ta kendisi olan bir kadın çıktı ortaya. Medusa Alencia Kisa Santanico.
Herkesin bildiği lakabı ile Karadul.
Koca bir imparatorluk kurdu. Bir aile kurdu.
Ve ben Hera Dimitriscu Santanico, ailemizin soylu hikayesini dinlemeye var mısınız?
Savaşlar, aşklar, yalanlar, düşmanlar ve entrika...
Biz Santanico'yduk, biz Gölge Savaşçıları'ydık,
Hepimizin gölgesinde savaşçı bir ruh vardır.
Bu Santanico'nun hikayesi,
Bu Medusa'nın yılanların gölgesi ile nasıl savaşçı bir aile yaratmasının hikayesi,
Bu ruhunda ve gölgesinde savaşçı olan her insanın hikayesi.
Mücadeleye başlıyoruz, sizde bize katılın...
Doğup büyüdüğünüz evin her köşesini ezbere bilirsiniz değil mi?
Maddy için durum böyle değildi. Her gece aynı ritüel tekrarlanırdı: Maddy, sıkı sıkı sarıldığı oyuncak tavşanı Ariel, huzurlu bir gece uykusu ve Ariel'in can bulduğu eğlenceli rüyalar...
Maddy, çocukluk arkadaşı olan oyuncak tavşanı Ariel'e sarılıp uyuduğu sıradan gecelerin birinde, kendini her zamanki rüyaları yerine çok farklı bir kabusun içinde buldu. Ariel yine canlanmıştı fakat bu sefer Maddy'ye, evinde hiç bilmediği bir yer gösterdi.
Kendi evi bile kendisinden saklanıyorsa kim bilir, henüz perdesi aralanmamış daha ne sırlar vardı? Maddy'nin uzun, gizemli ve sırlarla dolu hikayesi okurlarını bekliyor.