Gizli duygular, karanlık bir yalıda saklanıyor.
1950'lerin İstanbul'unda, zarif ama karanlık bir yalıda, Pasha'nın kızı Sena, ailesinin beklentileri ve kendi arzuları arasında sıkışıp kalmıştır. Yalı, şıklığı ve büyüklüğüyle göz alırken, içindeki her odada bir sır saklanmaktadır. Sena, günlerini zarif elbiseler içinde geçirse de, kalbinde çözülmemiş pek çok gizem vardır. Aşk, toplumun acımasız kuralları ve geçmişin ağır gölgeleri arasında kalan Sena, bir günlüğün sayfalarına yazdığı her kelimeyle bir adım daha derinlere inmektedir.
İstanbul'un büyülü sokaklarında, yalıda yaşanan her dram, her gizli aşk, her ihanet, en derin duyguları ortaya çıkarır. Sena'nın içsel yolculuğu, hem geçmişin karanlık sırlarıyla, hem de kalbinin peşinden gitmeye cesaret ettiği aşkıyla şekillenecektir. Ancak, her adımda bir tehdit, bir çıkmaz vardır ve yalıdaki her odada gizlenen bir sır, ona doğru yaklaşmaktadır.
Bu roman, aşkın, gizemin, entrikanın ve toplumsal baskıların derin izlerini taşıyor. Sena'nın günlüğünde keşfedeceğiniz sırlar, bir hayatı nasıl şekillendirir ve kalp, hiç olmadığı kadar derin bir karanlığa mı düşer?
Bir ritüele kurban edilmişti hayatım, Osmanlı'nın kaderini değiştirmek uğruna 1450'li yıllara itilmiş ve bilmediğim bir çağda yaşamaya mahkûm edilmiştim. İşler, hiçbir zaman umduğum gibi yürümedi demeyeceğim, tek umduğum şey ölümdü, fakat Mehmet'in aşkı beni yaşattı; Hem de tüm insanlığın üzerinde bir konuma yükseltecek bir aşkla.
--
Bunun ne olduğunu bilmiyorum, fakat sen düşündüğün gibi bir kuş ya da uğruna hazinemi vereceğim bir resim değilsin, tüm bunlardan çok daha fazlasısın. Çok daha fazlası."