17 yaşında olmama rağmen çok yorulmuştum.Bedenim henüz yeni yeşermiş papatya misaliyken, ruhum ona inat edercesine kurumuş, yaprakları seviyor sevmiyor uğruna kaldırım kenarına atılmışcasına zavallı ve tükenmişti. Tek sorun anne baba kavgası, babamın pis işleri değildi. Üvey kardeş mi desem, okuldaki ucubeler mi yoksa yoksa kaçmaktan yorulduğum aşk mı? Derin sadece bana değil duygularıma da konulmuş bir isimdi sanki. Tarif edilemeyecek kadar derin. Peki biri bunu bile bile sevecek miydi içimde boğulmaktan korkmadan? Bedenimdeki yara izlerimden öpüp, asıl yaralarımın ruhumda olduğunu görebilecek miydi? Ruhuma işlemiş siyahın izlerini silebilecek miydi?