Sezen Aslanoğlu'nun zarif boynu canından çok sevdiği abisi ailesinin saadeti için husumetli ailenin oğluyla evlenmesi gerektiğini söylediğinde ilk kez eğilmişti. Ailesi için üzerine düşen sorumluluğu kabullenmişti ta ki evlenmek zorunda olduğu adamın onu mahveden eski sevgilisi olduğunu öğrenene kadar. Ne yapacağına dair hiçbir fikri olmasa da ne yapmayacağını adı kadar iyi biliyordu. O adamla evlenmeyecekti.
Sezen bu evlilikten kendi iradesiyle kurtulamayacağını ve tek çıkar yolunun kendi kontrolü altında yapacağı bir anlaşmalı evlilik olduğunu fark ettiğinde, kartlar yeniden dağıtıldı.
Aradığını buldu.
Abilerinden borç alıp sırra kadem basan ve aylarca bulunamayan adamı.
Kenan'ı.
🖇️
"İndir o silahı abi." Abim beni dinlemeden Kenan'a kilitlenmişken sesimi yükselttim. "Abi indir dedim!"
Metin abim kaşlarını çatıp öfkeyle konuştu. "Sana ne oluyor Sezen, geç içeri."
Aldırmadım, ona bakmadım bile. "O silahı beline sok ve namluyu indir Oktay, sevgilimi öldürmeyeceksin."
"Ne?!"
"Ne?!"
Omuzlarımı silktim. "Sizi ben tanıştırmak istiyordum fakat siz elinizi çabuk tutmuşsunuz."
Abilerimin bakışları üzerime dönmüşken gelen o şaşkın "Ne?!" sesiyle birlikte sinirle gözlerimi yumdum ve üçümüz de ona baktık. O ise bana bakıyordu.
Tebessüm ettim. "Sorun değil aşkım," Dedim ölmemesi için beni anlayıp ayak uydurmasını umarak. Hayatlarımızı kurtarmaya çalışıyordum fakat yardımcı olmuyordu. "Bugünün geleceğini biliyorduk artık numara yapmana gerek yok. Buraya kadarmış." Abilerimin şaşkın bakışları karşısında gerçekten zevkle sırıttım, bu kez şaşırtma sırası bendeydi. Son kozumu oynuyordum ve bu kez, elim her zamankinden güçlüydü. Kenan'ı bulmuştum. "Şimdi sevgilimi mezarından çıkarın. Konuşmamız gereken şeyler var."