Rızkını sırtında ağır yük taşıyarak kazanan hamalın biri namazlarında dâima: — Yâ Rabbi, bana ne vereceksen hayırlısını ver, bir ekmek de olsa hayırlısından ihsan eyle, diye dua ediyormuş. Adamın hep aynı duayı tekrarlaması, yanındakilerin dikkatini çekmiş. Nihayet biri, bir gün sormadan edememiş: — Kardeşim, sen her namazdan sonra duada: " Yâ Rabbi, bana ne vereceksen hayırlısını ver, bir ekmek de olsa yine hayırlısından ihsan eyle" diye yalvarıyorsun. Ekmeğin hayırsızı da mı olur ki? Hamal cevap vermiş: — Birader, benim başıma geleni bir bilsen sen de aynı duayı tekrarlamaktan kendini alamazsın. Yanındakiler iyice meraklanmışlar: — Neymiş başına gelen, anlat da biz de duyalım. Hamal, bakın, başıma ne geldi, diyerek başlamış anlatmaya: — Ben ekmeğini sırtındaki ağır yüklerin altında inleyerek kazanan bir insanım. Bir gün yine bir yokuş yukarı sırtımda ağır yükle çıkarken fena halde yorulduğumdan sırtımdaki yükü yere indirdim. Alnımdan damlayan terleri silerken içimden bir feryad koptu, dedim ki: "Hey yâ Rabbi, yediğim ekmeği bana ne kadar da zor veriyorsun. Ne olur, bu bir ekmeği şöyle oturduğum yerden kazanmayı ihsan eylesen de, böyle kan ter içinde kalma-sam. Tam bu dua ağzımdan çıkar çıkmaz, birden karşımda iki kişinin sille tokat dövüştüklerini gördüm. Dayanamadım, aralarına girip ayırırken birinden yediğim bir yumrukla yüzüm kan revan içinde kaldı, tşte o sırada gelen polisler, beni de kavgacılardan biri zannederek doğruca hapse attılar.All Rights Reserved
1 part