"Belki yarın her şey düzelir. Ama büyük ihtimalle yine yataktan kalkamayacağım."
Ezgi, 28 yaşında bir freelance çevirmen. Sarcasm onun ikinci dili, yalnızlık ise yoldaşı. Günlerini boş vaatlerle ve yarım kalan planlarla geçiriyor. Sağlıklı ilişkilerden korkuyor, kilo almaktan korkuyor, ama gecenin bir yarısı pizza yemekten asla korkmuyor. Terapisti Tuna'nın ofisinde yaptığı acı-tatlı iç hesaplaşmalar, bir zamanlar en yakın arkadaşı olan Nil'e dair kapanmayan yaraları ve sokaktaki gıda kamyonunda karşılaştığı Can'ın fazlasıyla gülümseyen yüzü arasında gidip geliyor.
Bu, modern yalnızlığın, bastırılmış hayallerin ve bir parça umut arayışının hikayesi. Ezgi'nin sarkastik iç monologları ve mizahi çıkışları arasında, hayatın absürtlüğüne, kaybolmuşluğumuza ve insan olmanın getirdiği tüm eksiklere derinlemesine bir bakış sunuyor.
"Hayatımın filmi yapılsa, büyük ihtimalle kimse izlemek istemezdi. Ama belki siz okursunuz."
"Belki Yarın, Ama Büyük İhtimalle Asla", yalnızlığı mizahın gözünden sorgulayan, trajikomik bir yolculuk. Kendini, hayatını ya da sadece bir dilim pizzayı sorgulayan herkes için.
Hedefleri için gözünü karartmış olan Alin, bir yıl daha sınava çalışma kararı alır. Her şeyi bir kenara bırakmış, yalnızca derslerine odaklanmışken, kütüphanede tanıştığı bir adamla sınırlarını koruyacak mı yoksa yıkacak mıydı?
•
Arkamı döndüm ve apartmanın girişine doğru ilerledim. Kapıyı açmak için bir hamle yapacakken sesini duydum. "Alin!"
Omzumun üzerinde ona baktım. Dudaklarındaki o güzel kıvrılma görülmeye değerdi. "Sevgilim veya bir flörtüm olursa, bu yalnızca sen olursun."