Her aşk, kaderin acımasız bir oyunu sayesinde başlar belki de. Aşk, tesadüfleri sever... ama en çok da acılarla şekillenir.
Her şeyin yolunda gittiği, sevgilerin kavuştuğu bir dönemde kim bilebilirdi ki dünyanın öfkesinden doğan bir savaşın, onca güzel şeyi yerle bir edeceğini? Ne bir bakış, ne bir söz; hiçbir şey o anların sonsuzluğunu durdurmaya yetmedi.
Ve bir savaş...
1950 Fransa Katliamı. Binlerce ölünün, yaralı gençliğin ve yarım kalan hayatların gölgesinde haykıran bir tarih.
Kore'den gelen gençler... Ellerine tutuşturulan tek şey silahken, kalplerinde taşıdıkları son sıcaklık, belki de bir vedanın yarım kalan sözleriydi.
Bu hikâye, sadece bir savaşın değil; sonsuza dek eksik kalacak kalplerin, asla söylenemeyen cümlelerin ve kavuşamayan ruhların hikâyesi.
Çünkü bazı aşklar küllerinden doğmaz-bazıları, o küllerin içinde sessizce kaybolur.
Amants Morts/Ölü ruhlar
-Angst-
🐥
Civan: EFNAN ÇILDIRTMA BENİ!
Siz: Bağırma bana!
Civan: Ne işin vardı o herifin arabasında senin?
Civan: Ben sana uzak dur dedikçe tersini yapıyorsun!
Civan: Üç gün ulan!
Civan: Üç gün yoktum!
Civan: Ben arkamı döner dönmez ona mı gittin?
Siz: CİVAN ÇILDIRTMA BENİ!
Civan: Bağırma bana!
Siz: Ne ima ettiğinin farkında mısın sen
Siz: Bence bu konuşmayı burda bitirelim
Siz: Birbirimizin kalbini kıracağız yoksa
Civan: Bitirelim bencede.
Civan: Biz bu konuşmayı sonsuza dek bitirelim.
Civan: Ben anladım sen asker yolu beklemezsin.
Civan çevrimdışı.
Gözlerim bir süre son mesajında takılı kaldı. Yüzümde buruk bir tebessüm oluşurken kırılan kalbimle ekranı kapattım.
Babam askerdi.
Bilmiyordu.
Abim askerdi.
Bilmiyordu.
Civan Mert Türkoğlu benim doğduğumdan beri asker yolu beklediğimi bilmiyordu.
🐥