Story cover for Son yaşam by Teymurova_
Son yaşam
  • Reads 1,593
  • Votes 371
  • Parts 32
  • Reads 1,593
  • Votes 371
  • Parts 32
Complete, First published May 11
Mature
Birden yolun ortasında bir siyah jeep belirdi.
Ardından diğerleri.

"Tuzak."
Silahlar doğrultuldu.
Karanlık çöktü, kurşunlar havayı yırtmaya başladı.

Ozan'ın adamlarıydı. Bunları nerde görsem tanırdım. 
Sinan'la ortak olduklarını çoktan biliyordum. Bir kurşun başımın yanından geçti.
Kadir ateş etti ve biri düştü. Her şey saniyeler içinde oldu.

Arabanın önünü kesen o ilk jeepin ardından, iki araç daha çakıl gibi yola savruldu.
Kapılar açıldı. Adamlar dışarı taştı.
Silahlarını kuşanmış, yüzleri maskeli.
Hepsi savaşmaya hazırdı.

Ve biz?
Biz zaten savaşın ortasında doğmuştuk.

"Siper alın!" diye bağırdı Faruk.
Ama çok geçti.
Kurşunlar havayı parçaladı.
Metal bir ses kulaklarımı deldi, ardından camlar patladı.
Eğildim. Kadir arka kapıyı açıp makineli tüfeği dışarı çıkardı. 
Ahmet çoktan yerdeydi, sırtını arabaya yaslamış, gözleri hedefe kilitlenmişti.

Tak tak tak!
Kurşunlar çevremizi sardı.
Bir adam Faruk'un omzuna isabet aldı, geriye doğru savruldu.
Faruk "Siktir..." diyerek yere düştü.

"Devam et!" diye bağırdı ardından.
"Karan, ne olursa olsun devam et!"

Onu orada bırakmak...
Zorundaydım.
Çünkü irelide daha işimiz vardı. Bu koca adamı az arkada bırakmamıştım...
Bu lanet adamlara oyalanamazdık.

Birden sağ taraftan bir patlama sesi geldi.
Karşıdaki araçlardan biri alev aldı. Bizimkiler işini iyi yapıyordu.
İçindekiler kaçmaya çalışırken üstlerinden kurşunlar yağdı. Ozan'ın adamlarıydı. Diz çökmüş bir köpeğin sabrı kadar sinsilerdi. Ama biz su kadar durgun, kurşun kadar deliciydik.

"Ozan. Lan... OZAN!" Diye bağırdım. Burada olduğunu bilmiyordum. Ama yinede bağırıyordum. 

Çilay senin, Karan da benim mi demişti Sinan'a?
Bu neydi? Bir pazar mı?
Kimi sevip kimi öldüreceklerine karar verdikleri bir kumar masası mıydı bu?
Public Domain
Sign up to add Son yaşam to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
Doğu'nun Güneşi (+18) by ogurelif72
21 parts Ongoing Mature
Kanın, onurun kaderin hüküm sürdüğü bir coğrafyada... Bazen kader, en büyük düşmanını en büyük sınavın yapar. Elif Şinda, aşiretin en asi kızıydı. Boyun eğmeyi bilmez, kaderi başkalarının yazmasına izin vermezdi. Ancak bir gecede, divanın kararıyla hayatı değişti. Berdel, abisinin yaptığı bir hata, onu düşman aşiretin genç ağasıyla evlenmeye mahkum etti. Azem Şiwan Karakum. Sert, otoriter ve acımasız bir adam Elif'in nefret etmesi gereken kişi. Ama nefret ve tutku bazen aynı dili konuşur. İkisi de güçlü, ikisi de inatçı. Bu evlilik onlar için bir savaş alanına dönüşürken, tutku ve çatışma arasındaki ince çizgide tehlikeli bir oyun başlar. Azem, Elif'i kontrol etmeye çalıştıkça, Elif onun kurallarını yerle bir etmeye yemin eder. Ama bazı savaşlar kaybedilmek içindir. Bu evlilik bir esaret mi olacak, yoksa yeni bir başlangıç mı? Aşiret kurallarına boyun eğmeyen bir kadın ve onu dizginlemeye çalışan bir adamın, nefretle başlayan ve ateşle sınanan hikayesi. Onlar düşmandı. Ama kader, en büyük düşmanını bazen en büyük sınavın yapardı. --- Uyarı: Bu kitap +18 içerikler barındırmaktadır. Şiddet, cinsellik, ağır dil ve psikolojik gerilim unsurları içerebilir. Yalnızca yetişkin okurlar için uygundur. Karakterler ve olaylar tamamen hayal ürünüdür. Herhangi bir kişi, kurum ya da toplulukla benzerlikler rastlantısaldır. Bu eser kurgusal bir çalışmadır ve Kürt kültürünü edebi bir perspektifle işlemek iyitedir. Hiçbir şekilde nefret, ayrımcılık ya da provokasyon amacı taşımaz. Burada edebiyat ve kültür çeşitliliği için bir alan açıyorum. Her türlü ırkçı, ayrımcı, aşağılayıcı veya küfürlü yorum kesinlikle silinecektir ve gerekli platform bildirimleri yapılacaktır. Farklılıklarımız zenginliğimizdir. Saygı bekliyor, saygı gösteriyorum.
Kırık Pençe İzleri by OzgeMeral
31 parts Ongoing Mature
Bana nazik yalanlar söyle Usulca kır kalbimi Pişmanlık kekremsi, kurak bir tat bırakır kursakta Kaybolursan diye ezberle bıraktığın izleri Düştüğümüz karanlıkta yaralarımdan tanı beni Eftalya Gürel; fazla kiloları, başarısız akademik kariyeri ve kötü sosyal ilişkileriyle başarı basamaklarını hızla çıkan dünyaca ünlü keman virtüözü kız kardeşinin aksine ailesinin ayrık otu olarak yaşamını sürdürmektedir. Yarı zamanlı çalıştığı gazetenin bünyesinde haber yapmak için gittiği özel bir davette farkında olmadan kötü kurdun inine girer. Ortadoğunun en tehlikeli tetikçilerinden birisi olan 'Kesik' hatasız çalışmasını öngörülemez tehditlerle titizlikle ilgilenmesine borçludur. Ancak avlamak için peşine düştüğü kızın fotoğraf makinesinde bir sonraki hedefinin resimlerini gördüğünde elindeki kuzunun sandığı kadar masum olmadığını anlar ve onu da sorgulamak için beraberinde götürür. "Beni öldürecek misin?" "Bugün değil." Derler ki; kaçtığımız her savaş bir gün suret kazanır ve en çekici kılıkta karşımıza çıkmaya başlarmış. Hem birbirlerine hem de dışarıda patlak vermek üzere olan savaşa karşı dururken Ofelya'nın ortadan kaybolmasıyla Eftalya kendini geri dönülemez bir şekilde bu karanlık dünyaya kötü kurdun elini tutarak girerken bulur. "Güzellik beyhudedir Eftalya. Ona nasıl baktığına, nasıl algıladığına göre değişir. Sendeyse başka bir şey var; aradığımın farkında bile olmadığım bir şey.." 'İfade edilmemiş duygular asla ölmez, sadece diri diri gömülür ve sonradan daha korkunç şekillerde tezahür ederler.'
You may also like
Slide 1 of 10
RUHUMDAKİ KARANLIK  cover
Doğu'nun Güneşi (+18) cover
İTALYAN GECESİ (TEXTİNG) cover
yayıncı. cover
HACKER BEY | texting cover
ZEVAHİR  cover
Tutsak cover
KÜRE   (TAMAMLANDI) cover
Kırık Pençe İzleri cover
Siyah Leke (+18) cover

RUHUMDAKİ KARANLIK

41 parts Ongoing

Yaralar geçmezdi. Kabuk bağlardı. Ve bir gün Kabuk kalkar, yara yine kanardı. ~RK ~'~'~'~ Siz hiç kayboldunuz mu? Ben kayboldum hemde kendi yarattığım karanlıkta... -Mehir AKSÖZ Eskiden karanlıktan korkardım, korkumu yenmek için bende karanlık oldum. Korktuğum ne varsa ona dönüştüm... -Barlas DEVRİM '~'~'~'~' Sonbahar bitti, ilkbahar geldi. Yağmur dindi, bulutlar dağıldı. Güneş doğdu ve biz battık ay parçası, Biz evrendeki karanlığın değil ruhumuzdaki karanlığın esiri olduk... '~'~'~'~' "Aptal olmadığına yemin edebilirim." Dedim, bakışları bana döndü 'eh tabi' der gibiydi. "Ama gıcık olduğuna kalıbımı basarım!" Bir süre ciddi kaldıktan sonra önüne dönerek gülmeye başladı. "Bu gıcık adamın az sonra karısı olacaksın." "Sadece bir aylığına. Sonra o adam benim bir şeyim olmayacak." Alt tarafı bir aylık bir sözleşme imzalamıştım. Her şey ne kadar alt üst olabilirdi ki? Ruhumuzu esir eden karanlık gün geçtikçe büyüyordu ve engel olmak olanaksızdı. Aynı yerlerden yaralı olan iki kalp, birbirini tamamlayabilir miydi? Yaralar geçmezdi. Kabuk bağlardı. Ve bir gün Kabuk kalkar yara yine kanardı.