Davalarını savunan iki gencin biraz kavgalı, küfürlü, hüzünlü ama bir o kadar da manyak hayatları...
Gökmen ülkücüydü, Özgür de solcu.
Gittikleri yönler, girdikleri sokaklar bile birbirlerine asla uğramıyor olsa da onların kesiştiği nokta çok farklıydı. Göğüslerinin altında atan kalpleri sadece kan pompalamıyordu vücutlarına; birisini, imkânsız olan birisini taşıyordu kalpleri. Zordu; aşmaları gereken, göğüs germeleri gereken bir sürü insan bir sürü olay vardı.
solkücü
eşcinsel
TAMAMLANDI.
"Ne zaman kuzu postundan sıyrılırım sence?" Diye sordum alaydan yoksun bir gülüşle.
"Kendinin bir kuzu olduğunu düşünmeyi bırakarak." Dediğinde alt dudağımı ısırıp keyifle omzuna yaslandım.
"Oldukça yüzeysel bir tespitti."
"Kesinlikle öyleydi."
Güldük.
İkimizinde buna ihtiyacı varmış gibiydi. Bir psikolog olmadan birbirimizi seansa almış gibi hissediyordum artık.