Günöte ve Gölge Prens

"Bazen bir savaş, sadece ordularla değil göz göze gelen iki kişiyle başlar."

Bir gecede değişen bir kader, gölgelerin arasına düşen bir prenses...

Ferda, Osmanlı padişahının ve İngiltere prensesinin kızı. Saray duvarları arasında büyüdü, ama kaderi onu ormanların derinliklerine, sessizliğin ortasına, bir daha geri dönüp dönemeyeceğini bilmediği bir kaleye savurdu. Şimdi gözlerini zindanda açıyor. Adını, kimliğini, nefesini kaybedeceği bir yerde.

Alexander Sina, Edelstern Hanedanı'nın gölgede kalmış mirasçısı. Bir prens, ama kimsenin prens saymadığı biri. Gölge Muhafızları'nın görünmeyen efendisi ve Ferda'nın kaderini elinde tutan kişi.

Ama her karanlığın içinde bir kıvılcım vardır. Ve her gölge, üzerine düşecek bir günışığından korkar.

Onlar göz göze geldiklerinde, yalnızca birbirlerini değil koca bir savaşın gidişatını da değiştireceklerdi.

"Bir tahtın gölgesinde doğdu, bir kıyametin ortasında kayboldu.
O artık bir prenses değil, bir sır.
Ve sırlar, ya gömülür ya da savaşa dönüşür."