Bazı hikâyeler vardır, sessiz başlar. Fısıltı gibi sokulur kalbimize, ne zaman başladığını fark etmeyiz bile. "İçimdeki Ses" işte tam da böyle bir hikâye... Bir kızın, Nazlı'nın, ölümle yaşam arasındaki ince çizgide kaybolup ardından kendini yeniden bulma yolculuğu.
Yirmi yıl boyunca ölü sanılan bir bedenin içinde canlı kalan bir ruhun, sevdiklerine yeniden kavuşma arzusu... Ama zaman, her şeyi değiştirmiştir. Aileler kırılmış, aşklar solmuş, dostluklar buharlaşmışken; eski bir hayatın ortasına aniden düşmek ne kadar da zordur. Ve en acısı, sevdiğin kişinin sana ihanet ettiğini öğrenmektir.
Nazlı'nın hikâyesi, yalnızca bir dönüşün değil, aynı zamanda içsel bir hesaplaşmanın da hikâyesidir. İçimizdeki ses bazen bize en karanlık anlarımızda yol gösterir, bazen de susturmak istediklerimizi haykırır. Bu ses, gerçeği arayan bir kalbin çığlığıdır.
Bu hikâyede hiçbir şey göründüğü gibi değil. Gerçekler, yalan sandığımız kişileri hayatımıza çıkartır. Ve bazen en büyük düşmanımız, en çok güvendiğimiz kişi olabilir...
"Gelinin kız kardeşinden bir gram altın!"
Gelinin kız kardeşi olmak hiç bu kadar zor olmamıştı...
Ablanın düğnünde takı töreninde kavga çıkarsa ve o kavgayı ayırmaya gelen polis memuruna ilk görüşte vurulursan ne mi olur?
ECE&PAMİR