"İçimdeki kanat sesini duyamıyorum artık, ne olur azad et beni."
Nâr; ruhumu kavuran ateş. Bense onunla yanan bir anka. Teslim olmuştum, bu nâr-ı hüzne. Yanarken temizlenmeyi ummuştum. Sonuç ne olmuştu peki? Alevlerin arasında olsam da ben, karanlıkta kalmıştım. Alevler beni aydınlatmaya yetememişti de beni kül etmeye yaramıştı yalnızca.
Bir yangının ortasında kalmış Anka'nın külleri tekrar tekrar yandı. Bir günahın is kokusu bedene sindi. Bir Anka birçok kez tutuşarak yandı. Birçok kez yeniden doğdu küllerinden. Üstelik hiç istemezken. Peki kül yanabilir miydi?